- DENEME-MAKALE
- No Comment
YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ’NİN İKTİDARA BAĞLILIĞI VE BAĞIMLILIĞI
YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ’NİN BAĞIMSIZLIĞI VE SİYASİ İKTİDAR İLE İLİŞKİSİ
2013 yılında Yargıda Birlik Platformu/Hareketi (YBP) adıyla faaliyete başlayan ve 27 Mart 2015’te dernek statüsü kazanan Yargıda Birlik Derneği (YBD), 10 bine yaklaşan üye sayısıyla Avrupa’nın en büyük yargı derneği. Aynı zamanda bağımsızlık ve tarafsızlık niteliklerinden yoksun en büyük yargıç örgütlenmesi. Türünün tek ve en kötü örneği olduğu da söylenebilir. YBD’liler “Adalet Bakanlığı Organizasyonu” olmadıklarını iddia etmektedir.[1] Ancak sadece açık kaynaklardan yapılacak küçük bir araştırma ile bu iddianın doğru olmadığı, YBD’nin tümüyle AKP Hükümeti tarafından organize edildiği ve desteklendiği görülecektir. Buna ilişkin olay, olgu ve delillerden bazılarına göz atalım:
Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Yargıda Birlik’i biz kamuoyunun yakından tanıdığı birçok hâkim ve savcıyla birlikte kurduk. FETÖ’yü yargıdan temizledik.” diyerek,[2] YBP’nin Bakanlık organizasyonu olduğunu ve “Gülen Hareketi’ni yok etme” faaliyeti yürüttüklerini açıkça itiraf etmiştir.[3]
Halen Yargıtay üyesi olarak görev yapan eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve YBD kurucu üyesi Harun Kodalak, tanık olarak verdiği ifadesinde, özetle, “Yargıda Birlik Hareketi’nin, 2013 yılı Eylül ayında, Adalet Bakanlığı’nda Müsteşar Birol Erdem’in başkanlığında, Bakanlığın üst düzey birim amirleri ve yardımcılarının yaptıkları toplantıyla başladığını, 17/25 Aralık’tan sonra Müsteşar Kenan İpek ile toplantılara devam edildiğini ve bu Hareketi “Yargıda Birlik Platformu” olarak adlandırıp çalışmalara devam ettiklerini” belirterek YBP’nin Adalet Bakanlığı’nın koordinesinde kurulduğunu açıklamıştır.[4]
Yargıtay üyesi Abdullah Yaman, “Tanıklık etmek” başlıklı yazısında, özetle, “Müsteşar Kenan İpek’in çağrısı üzerine Ankara Hakimevi’nde yapılan toplantıya katıldığını, birkaç kişiyle başlayan toplantılarla Yargıda Birlik adını alan örgütlenmeyi oluşturduklarını, kurdukları bu grupla birlikte Cemaat’e karşı ilk ciddi mücadelenin temellerini attıklarını” belirterek, Bozdağ ve Kodalak’ın açıklamalarını teyit etmiştir.[5]
Adalet Bakanlığının koordinesinde gizli toplantılarla faaliyete başlayan YBP, bir süre sonra, fişleme usulü belirlenen listelere göre çağrılan hâkim-savcıların katılımıyla toplantılarını genişletmiş,[6] bu toplantılara Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcıları Selahaddin Menteş, Basri Bağcı ve Cafer Ergen ile 17-25 Aralık sonrası iktidarın müdahalesiyle yeniden şekillenen HSYK’dan pek çok bürokrat da katılmıştır.[7] Adalet Bakanlığı nezdinde, müsteşar Kenan İpek ve aynı zamanda YBD kurucu üyesi olan müsteşar yardımcıları vasıtasıyla yürütülen bu çalışmalar YBP-Bakanlık ilişkisini ve YBP’nin Bakanlık mutfağında pişirildiğini açıkça ortaya koymaktadır.
12 Ekim 2014 tarihli HSYK seçimlerinde kendi listesi ile seçime giren Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) adaylarına veya diğer adaylara karşı Bakanlığın ve Hükümetin kapıları kapalı tutulurken ve hatta seçim faaliyetlerine engel çıkarılırken, YBP temsilcilerine ve adaylarına iktidarın tüm kapıları ve imkânları sonuna kadar açılmıştır.
YBP temsilcileri çeşitli tarihlerde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmeler yapmışlardır. Örneğin, Başbakan Davutoğlu, 3 Eylül 2014 tarihinde Bekir Bozdağ’ın ziyaret sırasında hazır bulunduğu YBP üyelerini Başbakanlık’ta kabul ederek bu gruba olan desteğini kamuoyuna göstermiştir. Görüşmeler sonrası basına açıklama yapan YBP sözcüsü Abbas Özden, Başbakan ve Adalet Bakanı ile yaptıkları görüşmede hâkim-savcıların özlük hakları, sicil affı, hukuk fakültelerine sınavsız giriş hakkı ve askerlik durumları hakkındaki taleplerini dile getirdiklerini belirtmiştir.[8] Ardından 9 Eylül 2014 tarihinde, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, YBP ile görüşmelerde dile getirilen hususlara ilişkin yasa tasarısını kamuoyuna açıklamış ve tasarının HSYK seçimleri öncesi yasalaşacağını belirtmiştir.[9] Bekir Bozdağ’ın bu açıklama sonrasında “12 Ekim’deki seçimde hâkim ve savcıların kendi üzerlerinde oluşan bu gölgeden kurtaracaklarına inanıyorum” diyerek[10] YBP’yi işaret etmesi, söz konusu düzenlemelerin seçim yatırımı (rüşveti) olduğunu ve iktidarın YBP’ye olan desteğini göstermektedir.
YBP üyelerinin tüm seçim vaatleri yasa değişikliğini gerektiren türden vaatlerdir. Oysa HSYK’nın yasa yapma yetkisi yoktur. Siyasi iktidarın ve meclisteki çoğunluğunun desteği olmasa ve iktidardan bahse konu vaatler hususunda sözler alınmamış olsa, YBP üyelerinin bu vaatleri dile getirmeleri söz konusu olmayacaktır. HSYK seçimlerinden kısa bir süre sonra, vaatlerin tamamına ilişkin yasa değişiklikleri, iktidar partisi milletvekillerinin oyları ile hayata geçirilmiştir. Bütün bu hususlar, YBP’nin ve YBP listesinden seçilen HSYK üyelerinin yürütme organı ile aralarındaki ilişkiyi ve anlaşmayı gözler önüne sermektedir.
YBP Sözcüsü ve YBD kurucu üyesi Abbas Özden, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yaptıkları görüşmeden birkaç gün sonra (08.09.2014’te) verdiği röportaj sırasında, bir gazetecinin, seçimi kaybetmeleri halinde ne olacağı sorusuna karşılık; “Hiçbir devlet böyle bir yapıya izin veremez, biz istiyoruz demokratik yollarla çözülsün.” şeklinde cevap vermiş, “seçimleri kazanamazsak, devlet gereğini yapar” imasında bulunmuştur.[11] Buna paralel olarak, AKP Meclis Grup Başkanvekili Mahir Ünal, HSYK seçimleri öncesinde yaptığı açıklamada (25.09.2014), HSYK seçimlerinde hükümetin desteklediği YBP kaybederse, “sonucu gayrimeşru ilan edeceklerini” söyleyerek,[12] YBP sözcüsü Abbas Özden’in bu sözlerine açıklık getirmiştir. Yine Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan[13] ile Numan Kurtulmuş’un[14] da benzer yönde açıklamaları mevcuttur. Bütün bunlar, Hükümet ve YBP temsilcilerinin, “paralel yapı” ilan ettikleri Gülen Hareketi’ne karşı aynı söylem ve eylem birliği içerisinde olduklarını, Hükümetin, HSYK seçimlerini bir “Devlet/Hükümet meselesi” olarak gördüğünü ve bu konuda gerektiğinde demokratik seçim sonuçlarını tanımayacak ölçüde YBP’yi desteklediğini göstermektedir.
YBP, seçim çalışmalarında iktidarın tüm imkânlarından faydalanmıştır. Ücretsiz toplantı odaları ve ulaşım ayarlanmış,[15] hâkimlere toplantılara katılmaları telkin edilmiş, hâkimlerin e-mail adresleri ve telefon numaralarına erişim sağlanmış, yukarıda belirtildiği üzere, maaş zammı ve YBP’nin kazanması halinde disiplin soruşturmalarının düşürüleceği gibi, yasayla gerçekleştirilebilecek çeşitli vaatlerde bulunulmuştur.[16] Adalet Bakanlığında çalışan hâkim ve savcı kökenli bürokratlar, illerdeki mahkemelerde resmi olarak görevlendirilerek (masrafları devlet bütçesinden karşılanarak), YBP listesindeki adayların kazanması için çalışma yapmışlardır. Bakanlık görevlileri adliyelerde hâkim ve savcıları ziyaret ederek, YBP adaylarına oy vermelerini talep ve telkin etmişlerdir.[17] Bütün bu seçim çalışmalarında, kamuya ait araçlar ve valiliklerin imkânları kullanılmıştır. YBP adına doğu illerindeki adliyeleri dolaşacak bürokratlara ve adaylara uçak desteği bile sağlanmıştır.[18] Bütün bunlar, YBP’nin siyasi iktidar tarafından kurulan ve desteklenen bir organizasyon olduğunun kanıtları arasında yer almaktadır.
YBP’liler de bu desteği karşılıksız bırakmamış ve her fırsatta “devletin yanında olduklarını ve yürütme ile uyumlu çalışacaklarını/çalıştıklarını” deklare etmişlerdir.[19]
12 Ekim 2014 tarihli HSYK seçimlerinin yıldönümü münasebetiyle 12 Ekim 2020’de YBD tarafından yapılan yazılı açıklama, YBD’nin, iktidar ile ilişkisini ve amacını net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu açıklamada, özetle, “17-25 Aralık 2013 tarihinde hükümete karşı yargı yoluyla darbe yapıldığı, bu darbeyi bertaraf etmek ve yargı içerisindeki FETÖ’cü terör unsurlarını ortadan kaldırma amacıyla yargıda birlik etrafında bir araya gelindiği, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde amansız bir mücadeleye başlandığı, 12 Ekim 2014 tarihinde milli bir Hâkimler Savcılar Kurulu seçilmesinin sağlandığı, Yargıda Birlik Derneği’nin (platformun) FETÖ ile mücadelede önemli görevler üstlendiği, bugünde devam eden mücadelenin temel taşlarını, omurgasını oluşturduğu” belirtilmiştir.[20] Bu açıklama ile, YBD’nin kuruluş amacının “Gülen Hareketi ile mücadele” olduğu ve bu konuda Erdoğan’ın başkanlığında iktidar ile birlikte hareket ettikleri, “darbe” olarak niteledikleri 17-25 Aralık soruşturmalarını da birlikte “bertaraf ettikleri(ortadan kaldırdıkları)” bir kez daha ortaya konulmuştur.
Konuya ilişkin daha pek çok kanıt sergilenebilir. Ancak yukarıda yapılan açıklamalar YBD’nin siyasi iktidar ile ilişkisini açıklamaya yeterlidir. YBD’lilerin “Adalet Bakanlığı Organizasyonu” olmadıklarına ilişkin açıklamalarının hiçbir geçerliliği yoktur. Her şey gün gibi ortadadır. Gündüz vakti gözünü kapayan yalnızca kendisine gece yapar; “gece oldu” diyerek kimseyi kandıramaz. YBD’lilerin durumu da böyledir. Kendi gözlerini kapamakla gerçeklerin üzerini örtemezler.
Nitekim bu gerçekleri bütün dünya görmüştür. Avrupa Konseyi organlarının belgelerinde, Yargıda Birlik Platformu (Yargıda Birlik Derneği), “government oriented” (Hükümet eğilimli) bir yapı olarak nitelendirilmiştir.[21] Avrupa Komisyonu 2018 ve 2020 yıllarına ilişkin Türkiye İlerleme Raporlarında ise “Yargıda Birlik Derneği hükûmete yakınlığıyla bilinmektedir.” denilmiştir.
Avrupa Yargı Kurulları Ağı (ENCJ), 8 Aralık 2016 tarihinde, YBD’li üyelerden oluşan HSYK’nın gözlemci statüsünün gerekli bağımsızlık ve tarafsızlık şartlarını taşıyamaması sebebiyle askıya alınmasına karar vermiştir.[22] ENCJ, 8 Aralık 2020 tarihli açıklamasında ise, HS(Y)K’nın bağımsız olmadığını ve sadece tabeladan ibaret bir Kurul olduğunu belirterek HS(Y)K’ya kapılarını kapatmıştır.
Alman Yeni Yargıçlar Birliği (NRV), “Türkiye’de yargının bağımsız olmadığına, YBD’nin bu sorunun bir parçası olduğuna, birçok hâkim ve savcının kendisini hükümete ve onun temsilcilerine teslim ettiklerine” vurgu yaparak, YBD Başkanı Birol Kırmaz’ın randevu talebini reddetmiştir.[23]
Sonuç olarak YBD, AKP Hükümetinin, 17-25 Aralık 2013 tarihli yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından sonra, yargıyı ele geçirmek, yönetmek, aleyhindeki soruşturmaları kapatmak ve başka soruşturmalar açılmasını engellemek, yargıyı kullanarak muhalifler üzerinde baskı kurmak ve özellikle “paralel yapı” adıyla düşman ilan ettiği Gülen Hareketi’ni “A’dan Z’ye yok etmek” amacıyla “bir silah olarak kullanmak üzere” kurduğu ve desteklediği bir örgüt olarak karşımıza çıkmaktadır. Şüphesiz ki örgütlenme hakkı Anayasal bir haktır ve bu anlamda yasaların izin verdiği hiçbir örgütlenme kınanamaz. Ancak bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı mensuplarınca “Yargıda Birlik Platformu/Derneği” adı altında sergilenen bu tablonun, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı bakımından açıklanabilir hiçbir yönü bulunmamaktadır.
[1] https://yargidabirlik.org.tr/basin-aciklamasi-11-haziran-2016.html
[2] https://odatv4.com/guncel/aleviler-alinmiyordu-09101920-170170
[3] Bu konuda medyada yer alan tespitler de aynı yöndedir. Örneğin, iktidar yanlısı Akşam Gazetesi yazarı Emin Pazarcı 12 Ağustos 2016 tarihli köşe yazısında, “Gülen Hareketi’ne karşı ilk milli birliğin Adalet Bakanlığı’nda gerçekleştiğini, milliyetçisi, muhafazakârı, solcusu, sosyal demokratı, Alevi’si ve Sünni’sinin yıllar önce Yargıda Birlik Platformu adı altında bir araya geldiğini” belirterek, YBP’nin yürütme ile olan bağını ve amacını açıklamıştır. http://www.aksam.com.tr/yazarlar/o-gece-neler-oldu/haber-540829
[4] YBD kurucu üyesi ve dönemin Ankara C.Başsavcısı Harun Kodalak ve Dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem’in YBP’nin nasıl kurulduğuna ilişkin beyanları için bkz: Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 2019/11 E, 2021/5 K. Sayılı kararı.
[5] http://www.karar.com/yazarlar/elif-cakir/yargi-camiasinin-vicdanini-rahatsiz-eden-gozalti-4235
[6] https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/yargida-cemaate-karsi-yeni-ittifak-64117
[7] https://m.star.com.tr/guncel/paralel-isyani-yargida-birlik-platformu-getirdi-haber-873991/
https://www.yenisafak.com/gundem/hsykda-paralel-rahatsizligi-641658
http://www.medyagundem.com/yargida-paralel-orgute-karsi-birlik/
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/yargida-birlik-platformu-adaylarini-acikladi/126515
[8] https://m.haberturk.com/gundem/haber/986597-paralel-yapi-da-degerlendirildi
[9] www.memurlar.net/haber/482227//.
[10] https://www.hurriyet.com.tr/gundem/hâkim-ve-savcilara-1155-tl-zam-27169289
[11] https://t24.com.tr/haber/yargida-birlik-cemaat-yar-savi-ele-gecirdi-bizim-listemizde-solcu-alevi-milliyetci-ve-dindarlar-var,270124
https://www.turkishnews.com/tr/content/2014/09/09/ev-imamini-hsyk-uyesi-yaptilar/
[12] https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/akp-demokrasisi-kazanirsak-mesru-kaybedersek-gayrimesru-123637
[13] https://www.diken.com.tr/akpde-hsyk-mizikciligi-basladi-sonuclari-begenmezsek-gayrimesru-sayar/
[14] https://www.diken.com.tr/yasama-yargi-yurutme-hepsinin-ustunde-milli-irade/
[15] Örneğin, İstanbul Başsavcılığı, YBP’nin 31.08.2014’te Ankara’da yapacağı aday tanıtım toplantısı için İstanbul’dan otobüs kaldırmıştır. https://www.diken.com.tr/istanbul-bassavciligi-hsyk-secimlerinde-tarafini-secti-hukumetin-destekledigi-ybp-icin-arac-tuttu/
[16] Regnard, Christophe (Kasım, 2016), “Türkiye: Hukuk Devletinin Sonu”, Cilt V, Sayı 11, s.16–22, Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi (Research Turkey), Londra: Research Turkey (http://researchturkey.org/?p=13021&lang=tr )
[17] https://odatv4.com/guncel/boyle-olur-yeni-turkiyenin-bagimsiz-yargisi-2209141200-64881
[18] https://odatv4.com/makale/adaletin-bu-mu-dunya-2009141200-64811
[19] http://adaletgundemi.net/haber/4252/adalet-bakanligi-mustesar-yardimcisi-heybet-hakim-/
https://www.haberturk.com/yerel-haberler/haber/8518024-yargida-birlik-derneginin-nusaybin-ziyareti
http://www.cnnturk.com/turkiye/hâkim-ve-savcilar-iftarda-bulustu-devletin-yanindayiz
[20] https://m.haberturk.com/yargida-birlik-dernegi-nden-feto-mesaji-2832878
https://www.facebook.com/yargidabirlik/posts/1854791087994123
[21] 12-16 Ekim 2015 tarihli GRECO “Evaluation Report – Turkey”, s. 31.
https://www.ab.gov.tr/siteimages/pub/komisyon_ulke_raporlari/2018_turkiye_raporu_tr.pdf
[22] https://tr.sputniknews.com/haberler/201612091026232448-hsyknin-avrupa-yargi-kurullari-agindaki-gozlemci-statusu-askiya-alindi/
[23] http://www.turkishnews.com/tr/content/2016/12/08/bakin-alman-yargiclar-birligi-turkiyeye-ne-cevap-verdi/