• Haziran 3, 2022
  • No Comment

KARARLARIYLA KONUŞAN BİR HAKİM!

KARARLARIYLA KONUŞAN BİR HAKİM!

Bu yazıyı yazmaya niyet ettiğimde içeriğini “Hakim Kararıyla Konuşur” üzerine oluşturmak istedim, sonra aradan zaman geçince unuttum ta ki, bu yazının esas kişisi basına açıklama yaparken, “Hakim Kararıyla Konuşur” deyince yeniden hatırlamamı sağladı. Sadece bununla sınırlı olmak üzere kendisine şükran duymalıyım sanıyorum!

Hakikaten de mesleğe yeni girdiğimiz dönemlerde sıklıkla duyduğumuz bir cümleydi, hakimin kararıyla konuşacağı cümlesi. Bunun dışında davrananlar var mıydı, elbette vardı ancak onlar da bize göre kerli ferli sayılanlar arasındaydılar.

Bu gece yarısı bir Resmi Gazete klasiği oldu, Bekir Bozdağ’ın atanmasından sonra beklediğim bir atama gerçekleşmiş oldu. Bu atamayla Adalet Bakan Yardımcısı Uğurhan Kuş bu görevden alınarak (Uğurhan Kuş, Danıştay üyesi olarak seçildi) yerine Akın Gürlek Bakan yardımcısı oldu. Böyle bir atamayı bekliyor muydunuz derseniz evet bekliyordum ancak bu ismi beklemiyordum, bir şahinin yerine daha şahin birinin atanmasını beklemiyordum.  İşte bu sürpriz oldu!

Bekir Bozdağ’ın Adalet Bakanı olarak atanması esasen seçim sürecine giderken bakanlığın daha şahin olacağı mesajıydı. Nitekim, 2016 sonrasında atanan ve bugüne kadar süren hukuksuz uygulamaların mimarlarından Adbulhamit Gül, görevden alındığında bir kısım sosyal demokrat (siz buna ulusalcı çevre de diyebilirsiniz) çevreden onun görevden alınmasına dair gözyaşı dökenler oldu. Nitekim görevden alınmasından sonra İsmail Saymaz yazdığı yazıda, “ Gül’ün uzun süredir rahatsızlıkları vardı. İstanbul seçiminin tekrarlanmasını istemiyordu.” Demekteydi. Dolayısıyla pek çok hukuksuzluğu imza atmış Abdulhamit Gül konu İstanbul seçimleri olunca büyük olasılıkla siyasi nedenlerle zira vicdani olmasını bekleyemeyiz, seçimlerin yenilenmemesi gerektiğini ifade etmiş. Bu tavrı da yukarıda sözünü ettiğimi çevreler tarafından çok makbul bulunmuş olmalı ki Kemal Kılıçdaroğlu. “Abdulhamit Gül, diğer bakanlardan daha sağduyulu bir profil.” Demişti.

Bu aşamada yazının başına tekrar dönelim. Uğurhan Kuş, Adalet Bakanlığının şahin kanadından bir yargı mensubuydu, onun yerine kararlarıyla konuşan ve konuşturduğu kararlarıyla ondan daha şahin olacağı konusunda kuşku bulunmayan Akın Gürlek atandı. Bu atama elbette Bakan Bekir Bozdağ’ın arzusu ise de ondan daha ziyade, kararlarıyla konuşan bu yargıca ihtiyaç duyan daha üst bir akıl vardı kuşkusuz. O akıl sahibinin kim olduğunu milletin kafası duvarlara sürtüle sürtüle öğrendiği için yeniden yazmaya gerek duymuyorum.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı 2023 seçimlerine giderken göreve getiren irade aynı şekilde Akın Gürlek’i de onun yardımcısı yaptı. Demirtaş, Kaftancıoğlu, Fincancı, ÇHD, Sözcü, Dündar ve daha ismini bilemediğimiz onlarca masum insana “Karararlarının Konuşturarak” ceza yağdıran bu yargıcın atanmasını sadece konuşturduğu kararlarının ödülü olarak değerlendiremeyiz, onun atanması aynı zamanda Bozdağ’ın atanması gerekçeleriyle aynı.

Bilindiği üzere 17 Nisan 2017 tarihinde bugün ki tek adama sisteminin inşasının oylaması yapıldı. Yine hepimizin bildiği gibi oylamanın sonucunu değiştirecek sayıda oy pusulasındaki yasal eksikliğe rağmen YSK bu pusulaların geçerli olduğunu kabul ederek bugün ki sistemin inşasına yol vermiş oldu. YSK’nın bu büyük icraatına İstanbul seçimlerindeki iptali de eşlik etti. Böylece çok açık bir biçimde Türkiye’de çok uzun yıllardır seçimlerin adil bir şekilde yapılmasını sağlayan kurulun gölgesi ağır bir şekilde düşmüş oldu. Bu işaret fişekleriyle bundan sonraki seçimlerin kuşkulu olacağının mesajı da verilmiş oldu.

İşte tam da 2023 seçimlerine gidilirken Bekir Bozdağ Adalet Bakanı olurken, Akın Gürlek’de Adalet Bakan Yardımcısı oldu. Tabirimi mazur görün belki de bir kısım okuyucu için abartılı bulunabilir ancak gerçek bu, “Cehennemin Kapıları Açıldı”. Bir yandan Yargıda Birlik Derneği ‘nin bir müddettir geriye itilmesinden rahatsızlık duyan çevrelerin Bekir Bozdağ eliyle gönlünü kazanarak YSK’daki üyelerinin gönülleri edilmeye çalışılırken öte yandan yargının diğer alanlarında baskı artırılmaya çalışılıyor. Seçimin sonucunun şimdiden ne olacağını söyleyebilmemiz mümkün değil ancak seçim sürecinde yaşanabilecekleri söyleyebilmemiz mümkün. Öncelikle şunu ifade edeyim, 2017 seçimlerindekine benzer bir şekilde, seçim kazanılırsa sorun olmayacak ancak kaybedilirse sorun olarak kabul edilerek YSK’ya yapılacak itirazla seçimin iptalini sağlayacak bir yöntem arayışında olduklarını düşünmemek için hiçbir neden yok. Sakın kimse böyle bir şey olamaz, YSK iptal edemez demesin, İstanbul seçimlerinde bilindiği üzere aynı sandıktaki oylardan sadece büyükşehir belediye başkanlığı için kullanılan pusulalar geçersiz sayıldı. Bir başka ifadeyle sulu yemek içerisindeki tuz çıkartıldı. Buradan hareketle benzer bir kararın alınması önünde hiçbir engel görünmüyor. Elbette şimdi, muhalefet buna karşı direnebilir denecek, haklılar işte onun için de bakan yardımcısı atandı. Çok sert bir şeklide yargı araçsallaştırılarak üzerlerine gidecekler, böylece seçimlerin sonucunun mutlaka “kasa” lehine olması sağlanmaya çalışılacak. Bir kez daha “Hakim Kararıyla Konuşmuş” olacak.

Önceki bakan yardımcısı da bunu yapamaz mıydı denebilir, evet yapabilirdi ancak kararlarıyla bu kadar güzel konuşan birisini bulmaları kanımca çok mümkün olmadığından tercih kararıyla en güzel konuşanı seçmekten yana oldu. İkinci olarak da, kendisine makam verilmek suretiyle gönlü de edilmiş oldu.

Dün yargıçlar gerçekten de kararlarıyla konuşuyorlardı. Bugün ise kararlarımızla konuşuyoruz diyenler aslında geleceğe tarihi bir utanç vesikası bırakıyorlar, kuşkusuz bütün kararlar günü geldiğinde tıpkı bugün Osmanlı şer’iyye sicillerinin okunduğu gibi hukukçular ve tarihçiler tarafından okunacak. Bu kararlar o zaman kendilerini okuyan araştırmacılara gözyaşlarıyla dertlerini anlatırken, keşke konuşmak zorunda kalmasaydık diyecekler.

Bu Yazılarıda Okuyabilirisiniz

Yanlı(ş) Tarih Okumaları

Yanlı(ş) Tarih Okumaları

Taraflı tarih, bir tarihçinin sahiplendiği fikirleri, eğilimleri bilinçli bir şekilde tarihe dayatması, başka bir ifadeyle tarihi verileri bu düşünce ışığında yeniden…
NAİF YARGI(Ç)

NAİF YARGI(Ç)

Önceki dönemde egemen iktidar tarafından “sakıncalı” görülen kişiler fikir ya da düşünceleri nedeniyle soruşturulmuşlar; haklarında iddianameler düzenlenerek yargılanmaları ve hatta mahkûm…
TÜRKİYE’DE ÖTEKİ OLMAK

TÜRKİYE’DE ÖTEKİ OLMAK

Öteki olmak mevcut düzen içinde hakim olanın zıttını ifade eden bir kavram. Benliğin dışsallaştırdığı, yabancı gördüğü ve çoğu zaman ön yargılarla…
KAĞITTAN KAPLAN YARGIMIZ

KAĞITTAN KAPLAN YARGIMIZ

Sivas Sulh Ceza Hâkimliği’nin tutukluluk  halimin devamına dair kararı ile HSYK tarafından verilen benim de ismimin yer aldığı 2847 hâkim ve…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir