• Ekim 3, 2022
  • No Comment

BİR ZAMANLAR SİLİVRİ

BİR ZAMANLAR SİLİVRİ

Ömer Faruk ALKAN
İstanbul Anadolu Adliyesi Hakimi

 

Silivri 6 no’lu L Tipi Cezaevi, 15 Temmuz sürecinden sonra Hakim Savcılara özel bir kampüs olarak kullanıldı. Tüm kampüs bünyesinde 10 farklı cezaevi bulunmasına karşın 6 no’lu cezaevi hepsinden farklı uygulamalara sahipti. Tabi ki bu durum meslektaşlara özel hazırlanmıştı. En düşük rütbeli memurundan, müdürüne kadar herkes tek tek özenle seçilmiş, tüm uygulamaların mümkün olan en yüksek perdeden aleyhimize gerçekleştirilmesi talimatı verilmişti. Zaten birçoğu da bu talimatı seve seve yerine getiriyordu. Neticede terörist idik..!!

Birçok acı olayın yaşandığı Silivri’de; en acıtanlardan biri de avlunun üstünün tellerle kapatılması olmuştu. Üstelik Ceza Tevfik Evleri Genel Müdüründen öğrendiğim kadarıyla, bu uygulama zamanında diğer terör örgütleri için düşünülmüş ancak insan haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle yapıl(a)mamış. Ama ne yazık ki hayatın bir cilvesi olarak çekilen bu teller; insan haklarına önem veren müdür beyin de üstünü kapatmıştı.

Mesele sadece avlunun üstünün kapatılması değildi. 6 no’lu da bulunan Hakim-Savcıların açık alana çıkması orada var olan spor ve geniş alanda yürüyüş imkanından faydalanması kesinlikle yasaktı. Yapılan tüm itirazlar olumsuz sonuçlanmış, diğer tüm aktiviteler gibi açık alan yasağı da devam etmişti. Hayal etmeye çalışın lütfen; sadece yirmi metrekarelik bir avlu, etrafında yüksek duvarlar ve dikenli teller, üstelik üstünüz de örtülü. Uzaklara bakıp dalmak, güneşi vasıtasız görmek bile lüks. Ayrıca siz bunları yaşarken gerçekte terörist olan ne kadar eli kanlı varsa onlar dahi sizin aksinize her imkandan faydalanabiliyor, siz ise tecrit içinde tecrit yaşıyorsunuz. Üstelik bunu bir gün, bir ay, bir yıl değil dört yüz günden fazla yaşıyorsunuz. Ya da boş verin hayal etmeyi, okuyup sizde mısralarımda görün yaşananları…

Yedi kişilik koğuşta kırk can,
Kırkının da içi acıyan.
Yok mu seslerini duyan?
Güneş bile olmuş yalan,
Hadi Bak tellerin arasından,
Avlu bile örtülü Hey Can..

——

Dört yüz gün sonra çıktığı bir açık meydan,
Dört yüz gün sonra ilk kez güneş doğrudan.
Önce inanmadı, dedi; Yalan!
İnsan göremez ki güneşi doğrudan
Sonra hatırladı anıları eski hayatından…
Bu kez yalvardı kendine insan,
Bakma! Bakma Ne olur .!
Zira döneceğin yer bir kapan
Şayet bu güneşe alışırsan
Dar gelir sana yeniden zindan…
Ve eydi başını aslan
Göz yaşları içine içine ağlayan..

——

Ama elbet sorar Yaradan
Adalet bize ancak Haktan
Ne yaptıysak rızan için Ey Piri Mügan
Kabul buyur en azından
Kabul buyur da; Sen say bizi Kardeşi-Ahir Zamandan…
Bir Zamanlar Silivri’de..

Bu Yazılarıda Okuyabilirisiniz

KAĞITTAN KAPLAN YARGIMIZ

KAĞITTAN KAPLAN YARGIMIZ

Sivas Sulh Ceza Hâkimliği’nin tutukluluk  halimin devamına dair kararı ile HSYK tarafından verilen benim de ismimin yer aldığı 2847 hâkim ve…
HÜCREMİN MAZGALLARI

HÜCREMİN MAZGALLARI

(Bu yazı 15.1.2017 tarihinde, Silivri cezaevinde tutsaklığım sırasında kaleme alındı)   Dış dünyanın görünen tek yüzü olan gökyüzünü seyrederken bile özgür…
Bu Da Mı Gol Değil Hakim Bey!

Bu Da Mı Gol Değil Hakim Bey!

Hukukçu olmasa da Türkiye’de, kahvede oturan kalabalığın bile batak oynarken bildiği temel hukuk bilgileri ne yazık ki vardır. İronik bu durum…
HUKUKÎ HATA KİMİN YANLIŞI?

HUKUKÎ HATA KİMİN YANLIŞI?

Hukuk alanında tezahür eden hatalar, kendiliğinden meydana gelmezler; yetkili ve görevli kişiler tarafından ortaya konulan işlem ve/ya kararlar ile tezahür ederler.…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir