- ANASAYFA
- No Comment
SİYASAL YARGI SAYISAL VERİLERLE RAPORLAŞTIRILDI

Köln merkezli olarak kurulup faaliyetlerini devam ettiren Cross Border Jurists Derneği tarafından kurulan Hukuksuzlukları Araştırma ve Analiz Kurulu (HAAK), Türk yargısının, son zamanlarda vermiş olduğu kararların hangi motivasyonla verildiğini anlamamıza yardımcı olacak bir rapor yayınladı.
Raporda çok önemli verilere ve tespitlere yer verildi.
İşte rapor:
HAAK
HUKUKSUZLUKLARI ARAŞTIRMA VE ANALİZ KURULU (HAAK) DÖNEM RAPORU
(EKİM 2021- TEMMUZ 2022)
I. HUKUKSUZLUKLARI ARAŞTIRMA VE ANALİZ KURULU (HAAK) HAKKINDA
Cross Border Jurists (CBJ), Türkiye`de hâkim olan hukuk dışı ortama tanıklık etmiş, hukuk araçsallaştırılarak inşa edilen hukuksuzluk sürecinin mağduru olmuş ya da yaşananlarla ilgili doğrudan veya dolaylı bilgi ve tecrübeye sahip hukukçular (yargı mensubu, avukat veya akademisyenler) tarafından 2021 yılında kurulmuş bir sivil toplum örgütüdür.
Dernek bünyesinde 10 Ekim 2021 tarihinde, bu çerçevede faaliyette bulunmak üzere, alanında uzman hukukçulardan oluşan “Hukuksuzlukları Araştırma ve Analiz Kurulu”nu (HAAK) oluşturmuştur.
HAAK, gerek açık kaynaklardan temin ettiği bilgi ve belgeler çerçevesinde ve gerekse doğrudan mağdurlardan gelen talepler doğrultusunda, mağduriyetlere sebebiyet veren adli ve idari kararları ulusal ve uluslararası hukuk ilke ve içtihatları çerçevesinde analiz ederek, tespit edilen hukuka aykırılıklar bağlamında bu kararlarda imzası bulunan kişilerin muhtemel cezaî, tazminî ve disiplin sorumluluklarını tespit etmeye çalışmaktadır. Dernek HAAK kararları vasıtasıyla hukuksuzluklara dikkat çekmeyi ve failler üzerinde baskı oluşturarak hukuka uygun davranmalarına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
HAAK kararlarının (raporlarının) yargısal veya icrai bir etkisi olmayıp, bu çalışmaların amacı, ileride söz konusu olabilecek ulusal ve uluslararası soruşturma ve yargılamalara destek olmak amacıyla yaygın ve sistematik söz konusu hak ihlalleri ile bunların oluşturduğu kalıbın (pattern) uzman hukukçular tarafından tespit ve değerlendirilmesidir.
HAAK kuruluşunu müteakip, CBJ’nin internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden duyurular yapmak suretiyle, haklarında verilmiş olan adli ve idari kararlarda hukuka aykırılıklar olduğunu düşünen gerçek ve tüzel kişi mağdurların kendisine başvuru yapması çağrısında bulunmuştur.
Kurul yapılacak başvurularda kolaylık oluşturması açısından (www.crossborderjurists.org) adresinde bir sayfa ve online bir form oluşturmuştur.
Çalışmalar çerçevesinde aksine bir beyanda bulunulmadığı taktirde Başvurucuların kişisel verileri tamamen gizli tutulmuştur. Başvurucuların açık iradeleri sonrasında Kurul, gerek kararlarının yazımında ve gerekse duyurulmasında kişilerin bir kısım kişisel verilerini kullanmıştır.
Başvurucuların önemli bir kısmı yaptığı başvurusunda, kişisel verilerinin saklı tutulmasını talep etmiştir (96 Başvuru dosyasının, 45 adedinde). Bunun temelinde kendisinin veya yakın çevresinin, kamu gücünü elinde bulunduran kişi ve kurumlarca yeniden hukuksuz muamelelere/yaptırımlara maruz kalma endişesi yattığı anlaşılmaktadır.
HAAK Kurulu üyeleri, CBJ Derneği üyeleri arasından belirlenen, konusunda uzman hukukçulardan oluşmaktadır. Her başvuru üç üyeli bir kurul tarafından değerlendirilmekte ve sonuçlandırılmaktadır.
Kurul, yaptığı inceleme sonrasında hazırladığı kararını (görüş/değerlendirme yazasını) https://www.crossborderjurists.org/tr/haak-kararlari/ adresinde yayınlayarak kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Söz konusu kararlar, aleyhlerine tespitler yapılan kişi ve kurumlarca incelenebilir, karşı görüş bildirilebilir, kısmen veya tamamen değiştirilmesi için itiraz edilebilir.
Kurul kararlarına, başvurucunun rıza göstermesi durumunda başvurucunun adını vermekte (Örneğin HAAK Hasan Dursun Kararı gibi), kimlik bilgilerinin saklı tutulmasını isteyen başvurucularınkini ise, kayıt sırasında verilmiş olan başvuru numarası ile isimlendirmektedir (Örneğin HAAK Başvurucu (30) Kararı gibi). Yine Kurul, kararlarına, yayınlanış sırasına göre numara da vererek takibini ve ulaşılmasını kolaylaştırmayı amaçlamıştır.
III. YAPILAN BAŞVURU VE DEĞERLENDİRME SAYISI
Ekim 2021-Temmuz 2022 arasında HAAK’a toplam 96 başvuru yapılmıştır.
Kurul yapılan bu başvurulardan 56’sını değerlendirerek karara bağlamıştır.
Henüz karara bağlanmamış bulunan 40 adet Başvurunun incelenmesi ve raporlama çalışması devam etmektedir.
Yapılan başvuruların tamamı doğrudan veya dolaylı şekilde yargılama faaliyeti çerçevesinde verilen ve iç hukuk yolları tüketilmiş veya sorunun çözümü için bir veya birden fazla kanun yoluna başvurulmuş kararlara ilişkindir. Şu ana kadar salt yasama ve yürütme faaliyeti çerçevesinde faaliyette bulunan bürokratların eylem ve kararlarına ilişkin Kurul’a herhangi bir başvuru yapılmamıştır. Bu nedenle Kurul’un şu ana kadar yaptığı tespitler ve belirlediği isimler yargı bürokrasi ve hiyerarşisinde faaliyet gösteren yargı mensupları hakkında olmuştur.
Başvurucular tarafından yapılan başvurular çerçevesinde Kurul’a sadece tek bir karar değil, başvurunun özelliği bağlamında, ihlal edilen hakka ilişkin yargısal süreç içerisinde verilmiş, ulaşılabilen tüm kararların gönderilmesi HAAK tarafından özellikle talep edilmektedir. Yani kişi özgürlüğü ve güvenliği ihlali iddiası ile ilgili bir başvuruda başvurucu, gözaltı/yakalama anından başlayarak, bu tedbirin tamamen kaldırıldığı ana kadarki verilmiş, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki tüm savcılık, hakimlik, mahkeme, istinaf ve/ya temyiz kararları istenilmektedir. Bunun amacı iddia edilen hukuksuzluğu bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmek ve gerçekçi şekilde raporlayabilmektir.
Yapılan başvuruların konu bağlamında dağılımı ve yapılan değerlendirme sayıları şu şekildedir:
HAAK’a yapılan başvurular incelendiğinde, en çok haksız ve uzun tutuklama kararlarının incelenmesi talebinde bulunulduğu görülmektedir. Zira kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanması kişisel ve ailevi ölçekte telafisi zor büyük çaplı zararların meydana gelmesine sebebiyet vermiştir.
HAAK, hukuksuz gözaltı ve tutuklama iddiaları bağlamında yaptığı inceleme neticesinde karara bağladığı 33 başvuruda, başvurucuların tamamen soyut iddia ve ithamlar neticesinde, ceza hukuku bağlamında kabul edilebilir hiçbir delile dayanmadan, kanuni unsurlarının oluştuğu konusunda bırakınız kuvvetli suç şüphesini, basit seviyede bir zan dahi oluşturmayan bilgi ve belgeler neticesinde gözaltına alınıp tutuklandıklarını belirlemiştir.
IV. HAAK TARAFINDAN İNCELENEN BELGE SAYISI VE YILLARA GÖRE DAĞILIMI
HAAK, kuruluşu sonrasında yaptığı basın açıklamasında ve devam eden süreçteki duyurularında kendisine başvuru yapacak mağdurlardan, mağduriyetleri ile ilgili ellerinde bulunan ve/ya ulaşabildikleri kararların tamamını iletmesini istemiştir. Zira Kurul, sadece bir kararda yapılan usuli veya esasa ilişkin hatanın var olup olmadığını değil, bunun yanında yaygın, sistematik ve planlı şekilde icra edilen ve başladığı andan itibaren süreç içerisinde devam eden/ettirilen bir hukuksuzluk olup olmadığını, devam ettiği süre zarfında aynı veya farklı birimlerde görevli birden fazla kamu görevlisi veya yargı mensubunun hukuksuzluk sürecinde görev alıp almadığını da tespit etmeyi amaçlamıştır.
Duyurumuz sonrasında Başvurucular mağduriyetlerinin başlangıcından bitimine kadar ki süreçte verilmiş, ulaşabildikleri kararların/belgelerin tamamını HAAK’a iletmişlerdir.
Kurul bu dönem içerisinde incelemiş olduğu 56 Başvuru dosyası bağlamında, aşağıdaki tabloda ayrıntılarına yer verildiği üzere, yargı birimlerince oluşturulmuş 814 savcılık, hakimlik, mahkeme, istinaf, temyiz ve/ya itiraz makamına ait kararı incelemiştir. Tespit ve değerlendirmelerini incelemiş olduğu 814 karar üzerinden yapmıştır.
Burada “karar” kavramından kastedilen, yargılama mercileri tarafından verilmiş nihai bir belge anlamında olmayıp, soruşturma ve yargılama süreçlerinde oluşturulan, kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasına, kısıtlılık halinin devamına veya kullanımlarının önemli derecede yok edilmesine sebebiyet veren, katkı sunan her türlü irade beyanını içeren yazılı belgedir.
Kurul tarafından incelenen 814 belgenin başvuru dosyalarına ve yıllara göre dağılımı aşağıdaki gibidir:
Hukuka aykırı oldukları tespit edilen kararların 2016 yılında 116 olduğu, ancak bu sayının 2017 yılında iki katından fazla artarak 344 sayısına ulaştığı görülmektedir. 2018 yılında karar sayıları azalmakla birlikte, 2016 yılı ve diğer yıllara göre fazla olduğu anlaşılmaktadır. İhlal tespit edilen karar sayılarının takip eden diğer yıllarda düştüğü gözlemlenmektedir.
Bunun önemli sebeplerinden birisi, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında yoğun, sistematik ve planlı şekilde gerçekleştirilen hukuka aykırı tutuklamaların sayısının düşmesidir. Ancak bu yıllarda yoğun olarak gerçekleştirilen ve insanlığa karşı suç seviyesine ulaştığı HAAK tarafından değerlendirilen gözaltı, tutuklama, adli kontrol vb. kararların, sonraki yıllarda da devam ettirildiği, bu şekilde öncekilerin soruşturma ve yargılama dosyaları üzerindeki siyasi etkinin devam ettirilip, yargı mensuplarına doğrudan veya dolaylı olarak mesaj verildiği, olağanüstü hâl psikolojik durumunun devamının sağlanmaya çalışıldığı HAAK tarafından değerlendirilmiştir.
V. İHLAL TESPİT EDİLEN KARARLARDA DELİL OLARAK KULLANILAN VERİLER
HAAK tarafından incelenen başvurucular tarafından ibraz edilmiş ve çeşitli hak ihlallerine dayanak teşkil eden 814 kararda, yargı mensupları tarafından çeşitli veriler dayanak olarak kullanılmıştır. Söz konusu kayıtlardan bir veya birden fazlasının “delil” olarak kararda yer aldığı tespit edilmiştir.
Yoğunluk derecesine göre bu veriler şu şekildedir:
- Bylock haberleşme uygulaması kullanımına dair istihbarat birimleri tarafından düzenlenen tutanaklar ve bu tutanaklar temel alınarak hazırlanan bilirkişi raporlar (İncelenen 56 dosyanın 27 inde). 27 adet Başvuru dosyalarından 12 adedinde, gözaltına alma ve tutuklama kararına dayanak olarak tek başına Bylock kullanımı gösterilmiştir/kullanılmıştır.
- Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan kendisi ve başkaları aleyhine olacak şekilde beyanlarda bulunan şüpheli ve/ya sanıkların anlatımları (İncelenen 56 dosyanın 19 inde),
- Resmî kurumlar tarafından düzenlenmiş fişleme raporları (İncelenen 56 dosyanın 10 inde),
- Bank Asya finans kurumunda banka hesabının bulunması (İncelenen 56 dosyanın 5 inde),
- Telefon arama ve aranma (HTS) kayıtları (İncelenen 56 dosyanın 5 inde),
- Ankesörlü telefondan aranma kayıtları (İncelenen 56 dosyanın 1 inde),
- Sosyal sigorta verileri (İncelenen 56 dosyanın 2 inde),
- Otel rezervasyon bilgileri (İncelenen 56 dosyanın 1 inde),
- Zaman Gazetesi aboneliği (İncelenen 56 dosyanın 1 inde),
İncelediği başvurularda HAAK, söz konusu verilerin yargı mensupları tarafından delil değeri bağlamında hukuka uygunluk incelemesine tabi tutulmadığını, işlendiği iddia edilen suçun ispatına elverişli öneme sahip olup olmadıklarının veya akıl ve mantık kuralları ile uyumluluklarının irdelenmediğini, başvurucuların aleyhlerine delil olarak kullanılan verilere karşı talep ve iddialarının ya kararlara geçirilmediği veya bir değerlendirmeye tabi tutulmadığı, delil olarak aleyhe kullanılan verilerin Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde teminat altına alınan bir hakkın kullanımı çerçevesinde hukuka uygun olarak oluşturulan bilgiler olduklarını tespit etmiştir.
VI. BAŞVURUCULARIN MUHATAP OLDUĞU RESMİ SUÇLAMA(LAR)
HAAK tarafından başvuruları incelenip raporlaştırılan 56 Başvurucu’ya, savcılık ve/ya mahkeme tarafından iki suçlamada bulunulmuştur: Darbeye teşebbüs ve/ya silahlı terör örgütü üyeliği.
Başvuruculardan bazıları her iki suçlamaya birlikte muhatap olmuştur. Darbeye teşebbüs etmekle suçlanan kişilerin tamamı aynı zamanda silahlı terör örgütü üyesi olmakla da itham edilmiştir.
Her iki suçlamaya muhatap olan başvurucu sayısı: 27
Sadece silahlı terör örgütü üyeliği ile suçlanan başvurucu sayısı: 29
VII. HAAK’IN VERDİĞİ KARARLAR ÇERÇEVESİNDE TESPİT ETTİĞİ HUKUKA AYKIRILIKLAR
HAAK, kendisine yapılan başvurular sonrasında değerlendirip raporlaştırdığı 56 başvuru dosyası ve bu başvurular bağlamında incelediği 814 karar çerçevesinde, özellikle 15 Temmuz sonrası yapılan soruşturma ve yargılamalar ile meslekten çıkarılma ve OHAL Komisyonu kararlarında önemli hukuka aykırılıklar tespit etmiş ve bunları yayınlamıştır. Bulguların ayrıntılarına (https://www.crossborderjurists.org/tr/haak-kararlari/ internet sitesinde yayınlanan) kararlardan ulaşılabilir.
Tespit edilen hukuka aykırılıkları ana başlıklar halinde şu şekilde belirtmek mümkündür:
A. ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKI BAĞLAMINDA TESPİT EDİLEN İHLALLER
HAAK tarafından incelenip raporlaştırılan dosyalardan 33 adedi, özgürlük ve güvenlik hakkı bağlamında değerlendirilen haksız tutuklama ve/ya gözaltına alma iddialarına ilişkin başvurulardır.
Bu başvurular çerçevesinde Kurul tarafından 732 belge incelenmiştir.
İncelenen bu belgeler sonrasında özgürlük ve güvenlik hakkı bağlamında, önemli ihlaller tespit edilmiştir.
1. Tutuklama Kararlarının Kanuna Aykırı Oldukları Tespit Edilmiştir:
İncelenen 33 başvurunun tamamında, başvurulara konu tutuklama kararlarının kanuni dayanaktan yoksun olduğu ve kanunilik şartını taşımadıkları belirlenmiştir. Tutuklama ve/ya gözaltına alınma ve devamına ilişkin kararların bütününde ilgili hâkim, savcı veya mahkeme ile temyiz ve istinaf mercileri, sadece yasa maddesine değinmekle yetinmiş, CMK’nın 100. maddesinde aranan şartların başvurucu özelinde gerçekleştiğini, somut deliller ve gerekçelendirmeler ışığında ortaya koymamışlardır. HAAK, başvuruların bütününde yargı mensuplarının benzer bir karar yazım usulünü takip ettiklerini, bunların içeriklerinin çoğu kez birbirleri ile ayniyet derecesinde benzerlik gösterdiğini, gerekçe olarak soyut/genel ve başvurucunun şahsında kişiselleştirilmemiş anlatımlara yer verdiğini belirlemiştir.
2. Tutuklama Kararları Amaca Uygunluk Şartını Taşımamaktadır:
İncelenen 33 başvurunun tamamında başvurucular, üzerlerine atılı terör örgütü üyeliği ve/ya darbeye teşebbüs suçlaması çerçevesinde gözaltına alınmışlar ve/ya tutuklanmışlar ya da adli kontrol tedbirine tabi tutulmuşlardır.
Başvurucular hakkında, aleyhlerine suçlama olarak kullanılan olaylar, başvurucuların müdahale ve değiştirme olanağı olmayan eski zamanlara gitmekte ve aleyhlerine kullanılan veriler ise mevzuata aykırı olarak saklanan HTS kayıtları, istihbarat birimleri tarafından incelenip raporlaştırılan Bylock uygulaması verileri, sosyal medya paylaşımları, kurum kanaati gibi, başvurucuların değiştirme ve müdahale olanağı olmayan bilgilerdir. Tutuklama veya devamına karar veren hakim, savcı veya mahkemeler kararlarında, objektif bir gözlemciyi ikna edebilecek şekilde, başvurucuların kaçacağı, delilleri karartacağı konusunda bir gerekçelendirme yapmamışlardır.
Yine karar içeriklerinde başvurucuların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller” yer almamaktadır.
Başvurucular aleyhine delil olarak kullanılan verilerin doğruluğu, yasallığı ve ispat değeri konusunda da incelenen kararlarda yargı birimlerince bir değerlendirme ve gerekçelendirme yapılmadığı belirlenmiştir.
3. Tutukluların Makul Sürede Salıverilme Hakları İhlal Edilmiştir:
HAAK tarafından incelenen 33 başvuru dosyasında, başvurucuların hangi suç nedeniyle, hangi delillere dayalı olarak ve hangi amaçla tutuklandıkları, tutuklama ile amaçlanan hukuksal menfaatin ne olduğu tam olarak anlaşılamamıştır. Başvurucular 6 ay ila 5 yıl arasında tutuklu kalmışlardır. Kanuni dayanaktan yoksun oldukları HAAK tarafından tespit edilen/ değerlendirilen tutuklamaların tamamında makul sürelerin aşıldığı, kişilerin neden tutuklandıklarının anlaşılamadığı gibi salıverilmelerinin de hangi gerekçeyle yapıldığının tespit edilemediği görülmüştür.
4. Özgürlükten Yoksun Bırakmaya Karşı Etkin Bir Başvuru Hakkı Tanınmamıştır
İncelenen 33 başvurunun tamamında başvurucular tutuklanmalarını müteakiben iç hukuk yollarında öngörülen yeniden inceleme ve itiraz haklarını kullanmışlardır.
Soruşturma aşamasında savcılık tarafından gerekçesiz olarak yapılan tutuklama taleplerinin Sulh Ceza Hakimliklerince aynen kabul edildiği incelenen tüm başvurularda tespit edilmiştir.
Soruşturma aşamasında tutuklamaya yönelik yapılan itirazlar, kapalı devre çalışan Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından, itiraz dilekçelerinde ileri sürülen hususlara değinilmeden, “itirazın reddine karar verildi” gibi kalıp ifadelerle geri çevrildiği görülmüştür. Sulh Ceza Hakimliklerinin, birbirlerinin kararlarını bozmama konusunda aralarında bir tür “anlaşma” yaptıklarının, verilen kararlara bakılarak söylenmesi mümkündür.
Tutuklu olarak yargılamaları yapılan 33 Başvurucunun, yargılama aşamasında tahliye taleplerinin ve dilekçelerinde ileri sürdükleri iddiaların ve değerlendirmelerin yargılamayı yapan Ağır Ceza Mahkemesi heyetleri tarafından gözönüne alınmadığı tespit edilmiştir. Yapılan itirazlar ve tahliye talepleri, benzer bir yaklaşım takip edilmek suretiyle, yasa maddesinin tekrarı ve dosyada yer alan bir kısım belgelerin/bilgilerin sayılması sonrasında reddedilmiş, tahliye talep eden başvurucuların hangi nedenle kaçacakları, hangi delilleri karartacakları, üzerlerine atılı suçlamanın somut delillerle desteklenip desteklenmediği konularına girilmemiştir.
Yargılama aşamasında, tutukluluk devamı konusunda karar veren Ağır Ceza Mahkemesi kararlarına yapılan itirazların, itirazı inceleyen Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından birer cümlelik kalıp ifadelerle reddedildiği tespit edilmiştir.
Tutuklama ve tutukluluk devam kararları ile bu kararlara karşı yapılan itirazları inceleyen yargı birimleri kararlarının tamamının gerekçesiz olması, birbiri ile aynı mahiyet taşıyor olmaları, başvurucuların itiraz dilekçelerinde belirttikleri hususlara değinip irdelememeleri hususları gözönüne alındığında incelenen tüm başvuru dosyalarında tutuklamalara karşı etkin bir iç hukuk yolu öngörülmediği sonucuna varılmıştır.
B. ADİL YARGILANMA HAKKI ÇERÇEVESİNDE TESPİT EDİLEN İHLALLER
1. Gerekçeli Karar Hakkının İhlali
Raporlaştırılan başvurular çerçevesinde incelenen 814 kararın tamamının gerekçesiz olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu belgelerde yargı mensuplarının gerekçe olarak ya yasa maddesinin numarasına yer verilmekle yetindikleri veya soyut, kontrol ve denetimi imkânsız genel ibarelere yer verdikleri gözlemlenmiştir.
Kararların, Anayasa ve yasalar ile uluslararası hukukun zorunlu kıldığı savcı, hâkim veya mahkemenin vardığı sonuçları kontrol etmeye elverişli, objektif üçüncü bir kişiyi ikna edebilecek, kararların hukuksal kalitesini ölçmeye yardımcı bir gerekçeden yoksun oldukları belirlenmiştir.
İtiraz, istinaf ve temyiz mercilerinin, mağduriyete sebebiyet verecek hukuksuzluğu giderme ve mağdurun taleplerini karşılayacak bir inceleme yapmak yerine, gerekçesiz ve temelsiz olarak verilen kararlara karşı yapılan itirazları aynı yöntemle reddettikleri, reddederken şablon bir metin/ibare kullandıkları anlaşılmıştır.
HAAK tarafından, mağdurların ve temsilcilerinin talepleri doğrultusunda kararlara dayanak olarak kullanılan bilgi, belge ve verilerin ulusal ve uluslararası hukuk bağlamında delil değerinin olup olmadığı, yasal olarak elde edilip edilmedikleri, hak ihlaline konu tedbirin uygulanması için yeterli ispat kuvvetine sahip bulunup bulunmadıkları konularında savcı, hakim, mahkeme, istinaf ve temyiz mercileri tarafından bir inceleme yapılmadığı, bu taleplerin yok sayıldığı raporlaştırılmıştır .
2. Silahların Eşitliği İlkesinin İhlali
İncelenip karara bağlanan 53 başvuruya konu soruşturma dosyası hakkında gizlilik kararı alındığı ve tüm dosyaya erişimin kamu davası açılana kadar engellenmiş olduğu tespit edilmiştir.
Yargılama aşamasına geçildikten sonra da Başvurucu veya vekillerinin, aleyhlerine verilen kararlara dayanak teşkil eden bilgi ve belgelere tam olarak erişemedikleri, bunların delil ve hukuki değerlerinin tespitini yapmalarının engellendiği ve bunu yapmasını talep ettikleri yargı birimlerinin/kişilerinin de bu incelemeyi yapmadığı anlaşılmıştır.
Başvuru dosyalarının 27 adedinde Bylock verileri, 19 adedinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan şüpheli veya sanık anlatımları, 10 adedinde ilgilinin çalışmış olduğu kurum kanaati (fişleme raporu) verilen karara dayanak olarak kullanılmıştır. Ancak soruşturma ve yargılama aşamasının tamamında bu verilerin Başvurucular tarafından incelenmesi/irdelenmesi/sorgulanması olanağı tanınmamıştır.
Bylock verileri, HTS kayıtları gibi bilgiler üzerinde yaptırılan incelemeler, bağımsız bilirkişilere değil, yargı birimlerinin “muteber” gördüğü uzmanlara yaptırılmıştır. Söz konusu raporlar düzenlenirken tüm veriler değil, yargı birimlerince “uygun” görülen bilgiler bilirkişilere teslim edilmiş ve bunlar doğrultusunda rapor tanzimi talep edildiği tespit edilmiştir.
Başvurucular tarafından ibraz edilen kararlar üzerinden yapılan incelemede, başvuruculara yöneltilen suçlamalar, bu kişiler hakkında uygulanan adli ve idari tedbirler bağlamında yazılı veya sözlü savunmalarının şekli olarak alındığı, ancak savunmalarda yer verilen hususların savcı, hâkim ve mahkemeler tarafından irdelenmediği, neden kabul edilmediği konusunda ikna edici bir açıklama ve gerekçelendirmelerin kararlarda yer almadığı tespit edilmiştir. Şekli olarak kullandırılan savunma hakkının, fiili olarak soruşturma veya yargılamanın işleme sürecinde sonuca bir etki yaratmadığı, sadece usuli bir eksikliğin tamamlanması için kullandırıldığı izlenimi edinilmiştir.
3. Bağımsız ve Tarafsız Yargı Yerinde Yargılanma Hakkının İhlali
Türk yargı sisteminin, 17 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Başsavcılığı tarafından, içerisinde iktidar partisi AKP’li bakanlar ve çocukları ile, iktidara yakın siyasi ve iş adamları aleyhine başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturma/operasyonları sonrasında, iktidarın meclis, bürokrasi, iş dünyası ve medya üzerindeki etki/kontrol/baskı gücünü kullanarak, iktidar lehine değiştirildiği Venedik Komisyonu, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği vb. gibi uluslararası kurumlar ile bağımsız ulusal ve uluslararası oluşumların raporları ile sabittir. Bu raporlara HAAK kararlarında atıf yapılmıştır.
Başvuruların tamamı 15 Temmuz 2016 tarihi sonrasında başlatılan soruşturma ve yargılamalara ilişkindir. Başvurucular silahlı terör örgütü üyesi olmak ve/ya darbeye teşebbüs etmekle suçlanmışlardır. Suçlamaları haklı kılacak ceza hukuku ilkeleri bağlamında kabul edilebilecek deliller olmaksızın başvurucular önemli hak ihlallerine maruz kalmışlardır. Bu ihlaller doğrudan yargı mensupları tarafından meydana getirilmiştir.
16 Temmuz 2016 tarihinden itibaren 5.000’e yakın yargı mensubu, Anayasal teminatları ihlal edilerek ya ihraç edilmiş, ya emekli edilmiş veya istifaya zorlanmıştır. Süreç içerisinde 14.000’e yakın yeni hakim ve savcı alımı yapılmıştır. Mevcut yargının yaklaşık 2/3’lük kısmı, iktidar tarafından 15 Temmuz 2016 sonrasında mesleğe kabul edilen hakim ve savcılardan oluşmaktadır. Öncesinde görevde olan ve/ya ihraç edilmeyerek pozisyonlarını koruyan 9.000’e yakın yargı mensubunun yarısından fazlasının da iktidara yakın ve onunla işbirliği içerisinde çalıştığını doğrudan başkanlarının ikrar ettiği Yargıda Birlik Derneği’ne üye olduğu gözönüne alındığında, mevcut yargının bağımsız ve tarafsızlığının derecesi daha net anlaşılabilir.
Yüksek yargı kurumları olan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’ın üyelerinin tamamı doğrudan veya dolaylı olarak iktidar tarafından belirlenmiştir. Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe giren bir yasa ile tüm Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevlerine son verilerek unvansız hakim ve savcı konumuna düşürülmüşler, sonrasında, üyelerinin tamamı doğrudan veya dolaylı şekilde iktidar tarafından belirlenen/tayin edilen Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından Yargıtay ve Danıştay’a yeni üyeler belirlenmiştir.
HAAK tarafından incelenen kararların gerekçesiz olması, birbiri ile ayniyet derecesinde benzerlik göstermesi, ulusal ve uluslararası hukukun kabul ettiği ilke ve usullere uyulmaması, başvurucuların taleplerinin etkin şekilde karşılanmaması, verilen kararların siyasi saiklerle veya baskı ile verildiği konusunda kuvvetli şüphe oluşturmaktadır.
Yine kararlarda imzası bulunan 624 yargı mensubunun, %61’inin, siyasi iktidar tarafından kurulup desteklenen ve onunla uyumlu çalışmayı vadeden Yargıda Birlik Derneği üyesi olması, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşüren başkaca bir veridir.
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşüren HAAK tarafından tespit edilen bir başka veri ise, isimleri tespit edilen 624 yargı mensubunun %66’sının AKP iktidarı döneminde mesleğe başlatılmış olduğudur. Bu orana karşılık gelen 396 yargı mensubunun 162’sinin alımı 15 Temmuz sonrasında yapılmıştır.
Bu değerlendirmeler ışığında HAAK, başvurucular hakkında karar veren yargı mensuplarının bağımsız ve tarafsız olarak hareket etmediklerini tespit etmiştir.
4. Adaletin Açıkça Yok Sayılması
Kişilerin sosyal ilişkileri, yaptıkları meslekler, temel hakların kullanılması niteliğinde kabul edilebilecek yasal eylemleri, Türk Ceza Kanunu ve terörle mücadele mevzuatı hükümleri aşırı ve makul olmayan şekilde yorumlanarak terör örgütü üyeliğinin maddi delilleri arasında sayılmış, yargılama aşamalarındaki savunma argümanları ve talepleri açıkça göz ardı edilip mecburi (asgari) usuli süreçler tamamlanıp görünürde bir yargılama yapılarak her bir dosyada adaletin yok sayıldığı ve yapılan yargılamalardaki dosyalarda adil yargılanma hakkının en temel evrensel prensiplerinin ihlal edildiği HAAK tarafından incelenen kararlarda açıkça gözlemlenmiş ve raporlarına yansıtılmıştır.
VIII. HUKUKA AYKIRI KARARLAR VERDİKLERİ TESPİT EDİLEN YARGI MENSUPLARININ GÖREVLERİNE GÖRE DAĞILIMI
HAAK, başvurucular tarafından kendisine ibraz edilen ve yaptığı inceleme sonrasında içeriklerinde ağır hukuka aykırılıklar tespit ettiği 814 kararda, 603 farklı yargı mensubunun imzasının bulunduğunu belirlemiştir.
Söz konusu yargı mensuplarının unvanlarına göre dağılımı şu şekildedir:
Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere, hukuka aykırı kararlara imza atan yargı mensupları yoğun olarak Sulh Ceza Hakimleri (108) ile Ağır Ceza Mahkemesi Başkan ve Üyeleridir (282). Doğal olarak tutuklama sürecini başlatan savcıların sayısı da (122) sulh ceza hakimlerininkine yakındır.
2014 sonrasında, iktidarın etkisinde olan onunla uyumlu çalışma taahhüdünde bulunan Hakimler ve Savcılar (Yüksek) Kurulu, iktidarın önce “paralel”, sonrasında ise “darbeci, hain” olarak yaftaladığı kişi ve kurumlara karşı mücadele! etmesi için başta sulh ceza hakimlikleri olmak üzere özel yetkili ağır ceza mahkemesi başkan ve üyelikleri ile savcılıklarına özel olarak seçtiği yargı mensuplarının atamasını gerçekleştirmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay başkan ve üyelerinin göreceli olarak az olmasının sebebi, ilk derece mahkemelerinden gelen terör suçlarının belirli dairelerde istinaf ve temyiz incelemelerinin yapılıyor olmasıdır.
IX. İSİMLERİ TESPİT EDİLEN YARGI MENSUPLARININ YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ İLE ÜYELİK/DESTEK İLİŞKİSİ
Yargıda Birik Derneği, AKP Hükümetinin, yargıyı kontrolü altına alarak yönetmek ve yargıyı kullanarak 17-25 Aralık 2013’ten sonra “paralel yapı” adıyla düşman ilan ettiği Gülen Hareketi’ni “A’dan Z’ye yok etmek” amacıyla kurduğu yargıdaki örgütlü yapının adıdır. YBD temsilcileri ve YBD üyesi HSYK mensupları, Yargıda Birlik Platformu adıyla harekete geçtikleri ilk andan itibaren siyasi iktidarla aynı söylem ve eylem birliği içerisinde olmuşlar, amaçlarının iktidarın ortaya attığı “paralel yapı” ile mücadele olduğunu açıklamışlar ve Gülen Hareketi’ni kendileri için de hasım kabul etmişlerdir.
Kuruluş aşamasında kurucu üyeleri ve siyasilerin açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde, YBD’nin siyasi iktidar tarafından organize edilip desteklendiğini, YBD’ye bağlı hâkim-savcıların bağımsız hareket etmediklerini, iktidarın yürüttüğü “paralel yapı ile mücadele” kapsamında iktidar ile birlikte çalıştıklarını, bu konuda “devletin/hükümetin yanında” olduklarını, YBD çatısı altında bir araya gelmelerindeki amacın ve birinci önceliklerinin de bu olduğunu kanıtlar niteliktedir. Amaçları “mücadele” olan, toplumun bir kesimine karşı iktidar ile birlikte savaş açan hâkim-savcıların “bağımsız ve tarafsız” hareket ettiklerinden, bundan da öte hâkim-savcı niteliklerine haiz olduklarından söz edilemez.
12 Ekim 2014 tarihli HS(Y)K seçimlerinin, yürütmenin kurduğu ve destelediği Yargıda Birlik Platformu (Derneği) tarafından kazanılması ve yürütmenin atadığı üyelerle birlikte HS(Y)K’nın tamamen yürütmenin kontrolüne geçmesinin ardından, söz konusu HS(Y)K tarafından yapılan hâkim-savcı atamaları ve Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimlerinde, ehliyet ve liyakate dayalı objektif kriterler yerine şu kriterlerin nazara alındığı görülmektedir: YBD üyesi olmak veya desteklemek, HS(Y)K seçimlerde YBD lehine çalışma yapmak, Gülen Hareketi’ni düşman görmek ve bu konuda mücadele etmek, iktidara yakın olmak, iktidarı korumak ve egemen gücün istediği/işine geldiği şekilde karar vermek. “Gülen Hareketi’ne karşı mücadele” kriteri bunlar arasında öne çıkan kriterlerdendir.[1] Siyasi iktidara yakın veya yandaş olan hâkim-savcıların yükseltilmeleri, liyakat, tecrübe, başarı ve kıdem gibi kriterleri taşıdıkları halde diğer hâkim-savcıların yükseltilmemeleri yargı içi dengeleri bozmanın yanı sıra yargı bağımsızlığını da zedeler niteliktedir.
Bağımsız yargı, uyuşmazlık konusuyla bir ilişkisi olmayan, taraflara karşı herhangi bir önyargısı bulunmayan ve herhangi bir tehdit altında bulunmayan üçüncü kişi konumunda olmak zorundadır. Hiçbir hâkimin, toplumda yer alan kişiler, gruplar, yasal veya yasa dışı oluşumlar hakkında doğrudan hedef alarak hasmane açıklamalar yapması ve onları mücadele edilmesi, yok edilmesi gereken kişiler olarak görmesi, ilan etmesi ve bu amaçla birlik oluşturması söz konusu olamaz. Aksi halde o hâkimin, genelde topluma karşı ve özelde de düşman gördüğü kesime karşı tarafsızlığından söz edilemez. Oysa YBD üyeleri “paralel yapı” iddialarına karşı, uyuşmazlığın bir tarafı olarak yer almış, iktidar ile birlikte hareket etmiş, uyuşmazlığın diğer tarafı olan Gülen Hareketi’ne karşı ön yargıdan da öte ihsas-ı reye varan görüşler ileri sürmek ve hatta daha da ileri giderek “Gülen Hareketi ile mücadele edeceklerini” ilan etmek suretiyle tarafsız olmadıklarını açıkça göstermişlerdir.
Yargı erki, yürütme ile uyumlu çalışma vaadinde bulunan YBD’li üyelerin yönetimindeki HSK marifetiyle, adeta yürütmeye bağlı bir konuma getirilmiştir. Soruşturma ve kovuşturma işlemleri yürütmenin müdahalesine son derece açık olup, yürütmenin istediği biçimde soruşturma yürütüldüğü veya yapılması istenmeyen soruşturmaların kapatılarak yargı denetiminden kaçırıldığı görülmektedir. Yürütmenin istediği doğrultuda karar vermeyen hâkim-savcıların görev yerlerinin ve yetkilerinin değiştirilmesine, haklarında soruşturma açılmasına, görevden uzaklaştırılmalarına ve tutuklanmalarına kadar varan işlemlerden de anlaşılacağı üzere, yürütmenin ve yürütmenin etkisi altındaki HSK’nın istemediği biçimde karar verebilmek mümkün değildir. Yargı üzerinde, yürütmenin etkisi altında bulunan ve hatta yürütmeye bağlı bir kurum gibi faaliyet gösteren HSK marifetiyle oluşturulan baskı ortamı, kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Yargı teşkilatına egemen olan YBD üyesi yargı mensuplarının, yürütme ile söylem ve eylem birliği içerisinde hareket etmelerinin bir sonucu olarak, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü ilkeleri ciddi bir şekilde zarar görmüş, Türk Yargısı günden güne itibar kaybına uğramıştır. Türk Yargısı, amaçları toplumun bir kesimi ile mücadele olan ve yürütmenin güdümünde hareket eden YBD’nin tahakkümü altına alınmıştır. Örgütlenme hakkı Anayasal bir haktır ve bu anlamda hiçbir örgütlenme kınanamaz. Ancak bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı mensuplarınca oluşturulan bu tablonun yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı bakımından açıklanabilir hiçbir yönü bulunmamaktadır.
HAAK, kendisine yapılan başvurular sonrasında, hukuksuz kararlara imza atan 603 yargı mensubunun ismini tespit etmiştir[2]. Tespit edilen yargı mensuplarından 370’i Yargıda Birlik Derneği üyesidir.
Resmi olarak üye olmayan 233 yargı mensubu içerisinde, HAAK tarafından CBJ üyeleri arasında yapılan bir anket çalışması sonrasında, süreç içerisinde YBD’nin faaliyetlerine etkin olarak katılmış, takip ettiği siyasetin yargı birimlerinde hayat bulması için çaba sarfetmiş önemli isimlerin bulunduğu belirlenmiştir. Bu anket çalışması ile üyelerin doğrudan tanıklıkları neticesinde 233 yargı mensubunun önemli bir kısmının YBD ile kurumsal olmasa bile ilkesel/ideolojik bir yakınlık ve aynilik olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu bağlamda bir örnek vermek gerekirse, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün hemen sonrasında, 16 Temmuz sabahı, 2745 yargı mensubunun gözaltına alınması, tutuklanması ve malvarlıklarına el konulması talimatını veren dönemin Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun, aktif olarak YBD üyesi değildir.
Tespit edilen yargı mensuplarından %61’inin resmi olarak YBD üyesi olduğu gözönüne alındığında, iktidarın muhalif kabul ettiği, ötekileştirip düşmanlaştırdığı kişi ve gruplara karşı yürütülen soruşturma ve yargılamalardaki hukuksuz kararların verilmesinde, YBD’nin 2014 yılı başından bu yana planlı, sistematik ve iktidar ile uyumlu olarak yürüttüğü yargının siyasallaşması projesinin önemli bir katkısının olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
X. HUKUKSUZ KARAR VERDİKLERİ TESPİT EDİLEN YARGI MENSUPLARININ MESLEĞE BAŞLAMA YILLARINA GÖRE DAĞILIMI
Yargı kararları üzerinde siyasi iktidarın doğrudan veya dolaylı olarak etkide bulunduğu, tarafsız ulusal ve uluslararası kurumların raporlarına yansıyan, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler’in ilgilitemsilci ve kurumlarınca eleştirilip raporlaştırılan bir gerçektir.
HAAK, yapılan başvurular sonrasında düzenlediği raporlarında, tespit ettiği hak ihlalleri ile bu ihlallere sebebiyet veren yargı mensuplarının isimlerini tespit ederek, yargının siyasi etkisini ölçmeye yarayacak veriler üretmeyi de amaçlamaktadır.
Hukuksuz kararlar verdikleri belirlenen yargı mensuplarının sicilleri, isimleri ve bu kararları verirken kullandıkları sıfatlarına (XII) nolu başlıkta yer verilmiştir. Yargı mensuplarının sicillerinden yola çıkarak hangi yılda adaylığa kabul edildiği ve hangi yılda mesleğe kabul edilerek atamasının yapıldığını belirlemek olanaklıdır. Hakim-savcı aday alımı ve mesleğe kabulünde Adalet Bakanlığı’nın, dolayısıyla siyasal iktidarın tarihsel süreç içerisinde etkin bir rol oynadığı bir vakıadır.
HAAK tarafından incelenen ve ağır hukuk ihlalleri tespit edilen başvuruların, 2002 yılından buyana iktidarda bulunan ve mecliste çoğunluğu elinde bulunduran AKP’nin, doğrudan veya dolaylı olarak görüş ve ideolojisini benimseyen, onun eylem, söylem, karar ve imkanlarından etkilenen yargı mensupları tarafından verildiği kabul edilmelidir. Söz konusu kararların, bir yargı mensubunun mevcut Anayasa ve yasalar ile uluslararası mevzuat hükümlerini yorumlayarak verildiğini söylemek mümkün değildir.
AKP iktidarının yargı üzerindeki etkisini, etkinliğini, kontrol gücünü dönemsel olarak gruplandırmak mümkündür.
2002-2010 yılları arası :Bu yıllar arasında AKP’nin, yargı, güvenlik ve diğer yürütme bürokrasisi üzerindeki etkisinin kuvvetli olmadığı dönem.
2010-2014 yılları arası :2010 Anayasa Referandumu sonrasında, özellikle HSYK’nın üye yapısının iktidar lehine değişmesi ve sonrasında Kurul’un yüksek yargı mahkemelerine atadığı üyeler ile ilk derece mahkemelerinde görevli mahkeme başkanları ve başsavcılıklara yaptığı atamalar AKP’nin yargı üzerindeki gücünü süreç içerisinde artırdığı dönemdir.
2014-15 Tem. 2016 arası :17-25 Aralık 2013 tarihli yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları sonrasında AKP, medya ve bürokrasideki etkinliğini kullanarak ve muhalefet partilerinin de desteğini alıp oluşturduğu Yargıda Birlik Derneği vasıtasıyla yargı üzerindeki otoritesini daha da artırmış ve sağlamlaştırmıştır. Ekim 2014 HSYK üye seçimlerinde çoğunluğu elde eden YBD’li üyeler, Adalet Bakanlığından gelen üyeler ile, kendilerine muhalif gördükleri yargı mensuplarına karşı adeta bir “savaş” başlatmışlardır.
15 Temmuz 2016 sonrası : Bu tarihte gerçekleşen darbe teşebbüsü bahane edilerek 5.000 civarı yargı mensubu ihraç edilerek, zorunlu olarak emekliye sevkedilerek, istifaya davet edilerek veya zorlanarak sistem dışına itilmiştir. Yerlerine ise hızlı bir şekilde parti teşkilatı üyesi veya referans olduğu hukuk mezunları arasından, neredeyse doğrudan Adalet Bakanlığı mülakatı ile yargı mensubu alımı/ataması yapılmıştır. Bu tarihten sonra göreve başlayanların, AKP’nin işaret ettiği ve adlandırdığı, AKP’ye darbe yapmakla suçlanan kişi ve gruplar ile bunları doğrudan veya dolaylı olarak destekleyenlere karşı adeta “düşman ceza hukuku” uyguladığını söylemek yanlış olmayacaktır.
HAAK, tarafından hukuksuz kararlara imza attıkları tespit edilen 603 yargı mensubunun, mesleğe başladığı yıllara göre dağılımı aşağıda, tabloda gösterilmiştir.
Tablodan, ağır hukuka aykırılıklar tespit edilen yargı kararlarının, ağırlıklı olarak AKP iktidarı döneminde göreve başlayan yargı mensupları tarafından verildiği açıkça görülmektedir.
Hukuka aykırı kararlara imza attığı HAAK tarafından tespit edilen yargı mensuplarının %66’sı AKP döneminde, Adalet Bakanlığı tarafından hâkim-savcı adayı olarak alınıp sonrasında mesleğe başlatılan yargı mensuplarından oluşmaktadır. Bu oranın yüksekliği, özellikle 15 Temmuz iktidar tarafından kişi ve kurumlara karşı yürütülen ve insanlığa karşı suç kabul edilebilecek eylemlerin, yargı üzerinden nasıl gerçekleştirildiğini anlamlandırmaya yarayacak önemli bir veridir.
XI. HUKUKA AYKIRI KARAR VEREN YARGI MENSUPLARININ SORUMLULUKLARI
HAAK, yapılan başvurular çerçevesinde yaptığı inceleme neticesinde, tespit ettiği hukuka aykırılıkların mahiyet ve önemleri doğrultusunda, ilgili yargı mensuplarının ceza hukuku, tazminat hukuku ve disiplin hukuku bağlamında muhtemel sorumluluklarını belirlemiştir.
Ceza Hukuku Bağlamında:
HAAK, kararlarını incelediği yargı mensuplarının, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş bilgi ve belgelere dayanılarak ya da hiçbir delil olmaksızın kişilerin özgürlük ve güvenlik haklarını sınırlayan kararları nedeniyle “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan veya “görevi kötüye kullanma” suçundan dolayı soruşturulmaları gerektiğini değerlendirmiştir.
Yine HAAK, incelemeye konu kararların tarafsız olmayan, siyasi saiklerle hareket eden, mağdurun kendisine veya ait olduğu inanca, gruba ya da milliyete duyduğu kin ve nefret duygularını tatmin çerçevesinde karar veren yargı mensuplarınca oluşturulmuş olduğu konusunda bulgulara ulaşan HAAK, söz konusu yargı mensuplarının eylemlerinin, toplumun belirli bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli şekilde işlenmiş olduğunun ispatı durumunda bu kişilerin “insanlığa karşı suç” bağlamında soruşturulmaları gerektiği sonucuna varmıştır.
Kurul, yaptığı değerlendirmeler sonrasında, diğer şartları oluştuğu taktirde kararlarda imzası bulunan yargı mensuplarının aşağıdaki suçlardan biri veya birkaçı çerçevesinde de soruşturulmasının mümkün olduğu sonucuna varmıştır:
- Konut dokunulmazlığının ihlali (TCK md. 116)
- Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi (TCK md. 121)
- Nefret ve ayırımcılık (TCK md. 122)
- Haberleşmenin gizliliğini ihlal (TCK md. 132)
- Özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK md. 134)
- Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (TCK md. 136)
- Verileri yok etmeme (TCK md. 138)
- Resmi belgede sahtecilik (TCK md. 204)
- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK md. 206)
- Görevi kötüye kullanma (TCK md. 257)
- Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf (TCK MAD md. DE 261)
- Suç uydurma (TCK md. 271)
- Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs (TCK md. 277)
- Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme (TCK md. 281)
- Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs (TCK md. 288)
Disiplin Hukuku Bağlamında;
Yargı mensuplarının, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediği konusunda ağır hukuka aykırılıklar tespit eden HAAK, ilgililerin disiplin sorumluluklarını değerlendirmekle görevli ve yetkili kurumları tarafından meslekten ihraçlarını konu alan bir disiplin soruşturması yapılması gerektiğini tespit ve tavsiye etmiştir.
Tazminat Hukuku Bağlamında;
HAAK, başvurucuların uğradığı maddi ve manevi zararları bağlamında Devlet aleyhine ulusal ve uluslararası yargı mercileri nezdinde açılacak davalar sonucunda ödenmesi kuvvetle muhtemel tazminat miktarlarının, hukuksuz kararlarda imzası bulunan yargı mensuplarından tahsil edilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunmuştur.
XII. HUKUKA AYKIRI KARARLAR VERDİKLERİ TESPİT EDİLEN YARGI MENSUPLARI
HAAK, kendisine yapılan başvurular ve ibraz edilen yargı kararları çerçevesinde, verdikleri kararlarda ağır hukuka aykırılıklar tespit ettiği yargı mensuplarının isimlerine de kararlarında yer vermiştir. Bunda güdülen amaç kesinlikle söz konusu yargı mensuplarının kişilik haklarını ihlal değil, verdikleri hukuka aykırı kararların tespit edildiğini ve bilinir hale geldiğini belirtmek suretiyle, bu yargı mensuplarını hukuka uygun karar vermeye davet ve teşviktir.
HAAK, temel hak ve özgürlüklere, doğrudan yargı mensupları tarafından yapılan saldırının görünür hale gelmesini amaçlamaktadır. Bu yolla, hukuk dışına çıkan hakim ve savcılar üzerinde öncelikle yargının kendi iç kontrol mekanizmalarının yanı sıra barolar ve insan hakları örgütleri gibi harici baskı unsurlarının harekete geçirilmesi sağlanabilecektir.
Aşağıdaki listede yer verilen unvanlar, incelenen kararlarda yargı mensuplarının sahip oldukları görev/sıfat doğrultusunda tespit edilmiştir.
Listede bazı yargı mensuplarının isimleri karşısında birden fazla ünvana yer verilmiştir. Bunun sebebi, söz konusu kişinin, birden fazla kararda değişik unvan-sıfat-görev ile yer almış olmasındandır. Örneğin sulh ceza hâkimi sıfatıyla haksız tutuklama kararı veren bir yargı mensubu, sonrasında ağır ceza mahkemesi üyesi ya da başkanı veya bölge adliye mahkemesi üyesi/başkanı sıfatıyla da benzer kararlar verebilmektedir.
SİCİL NO | ADI-SOYADI | ÜNVANI |
24155 | Mehmet Kalkancı | SCH Hakimi |
25456 | Halil Türkmen | SCH Hakimi |
27529 | Ömer Azküçük | SCH Hakimi |
27595 | Yakup Ata | HSK Üyesi |
27987 | Kenan İpek | HSK Üyesi |
27995 | Ömer Tuncay İpek | Savcı |
28110 | Nazmi Hakan | BAM Daire Başkanı |
28308 | Mehmet Yılmaz | HSK Üyesi |
29231 | Ali Yıldız | ACM Başkanı |
29323 | Yıldız Gönlüm Tarhan | ACM Üyesi |
29326 | Halide Yazıcı | ACM Üyesi |
29867 | Ali Nevzat Açıkgöz | Yargıtay Üyesi |
29951 | Eyüp Yeşil | Yargıtay Daire Başkanı |
29991 | Mehmet Tuğrul Türksoy | ACM Başkanı |
30129 | Fatma Nilgün Kökçek | ACM Üyesi |
30682 | Ali Kara | ACM Üyesi |
30869 | Aysel Gökçe | ACM Üyesi |
30898 | İsmail Yalçın | Savcı |
30907 | İsa Dalgıç | Savcı |
30938 | Mustafa Doğru | Başsavcı – Yargıtay Üyesi |
30952 | Sadık Bölek | Başsavcı |
31079 | Hasan Şatır | ACM Başkanı |
31547 | Mustafa Kemal Çokdinç | Başsavcı |
31589 | Metin Yandırmaz | HSK Üyesi |
32201 | Mehmet Öztunç | Yargıtay Üyesi |
32204 | Cihan Şahin | Savcı |
32221 | Gökalp Gökçü | Savcı |
32315 | Ömer Kerkez | HSK Üyesi |
32389 | Abdullah Tanrıkulu | ACM Başkanı |
32676 | Ali İhsan Temel | Danıştay Savcısı |
32687 | Fethi Aslan | Danıştay Daire Başkanı |
32693 | Musa Albayrak | Danıştay Üyesi |
32698 | Emin Sınmaz | HSK Üyesi |
32859 | Mehmet Durgun | HSK Üyesi |
33211 | Orhan Usta | Başsavcı |
33389 | Emin Ekmekçioğlu | Savcı |
33410 | Mustafa Kurtaran | Yargıtay Üyesi |
33453 | Deniz Gül | ACM Başkanı |
33587 | Keziban Gülcan Kaya | Danıştay Üyesi |
33608 | Halil Koç | HSK Üyesi |
33938 | Hayriye Gürsan | SCH Hakimi |
33948 | Ramazan Kaya | HSK Üyesi |
33965 | Mehmet Cihan Kısa | Savcı |
33968 | Şerafettin Saka | Yargıtay Üyesi |
33969 | Mehmet Akif Kay | Savcı |
33989 | Fehmi Tosun | Başsavcı |
34008 | Dursun Büyükbaş | ACM Başkanı |
34030 | Harun Kodalak | Başsavcı |
34065 | Muhsin Şentürk | Yargıtay Üyesi |
34071 | Nuh Güler | ACM Üyesi |
34139 | Mehmet Aydın | Başsavcı Vekili |
34199 | Bekir Yurtseven | ACM Üyesi |
34206 | Beytullah Metin | BAM Daire Başkanı |
34326 | Erdoğan Yavuz | SCH Hakimi |
34367 | Bahadır Çoşlu | BAM Daire Başkanı |
34435 | Alp Arslan | HSK Üyesi |
34445 | Mehmet Karagöz | OHAL Komisyonu Üyesi |
34463 | Hacı Atilla Önder | ACM Üyesi |
34780 | Mustafa Çınar | BAM Üyesi |
34907 | Muharrem Songür | Savcı |
35077 | Ömür Topaç | HSK Üyesi |
35084 | Fatih Gökçen | Savcı |
35113 | Yakup Şahin | Savcı |
35152 | Hakan Yüksel | Yargıtay Üyesi |
35260 | Hakan Özer | ACM Başkanı |
35296 | Hüsamettin Otçu | ACM Başkanı |
35826 | Nazım Durmaz | Yargıtay Üyesi |
36039 | Naim Babür Alaybeyoğlu | Savcı |
36123 | Murat İrcal | Başsavcı |
36460 | Turgay Ateş | HSK Üyesi |
36850 | Abdullah Gök | SCH Hakimi |
36896 | İsa Çelik | HSK Üyesi |
37064 | Ayla Ünal | BAM Üyesi |
37149 | Okan Erdoğan | ACM Başkanı |
37162 | Ali Erbıyık | ACM Üyesi |
37184 | Zekeriya Samancı | BAM Daire Başkanı |
37198 | Cemil Balcılar | Savcı |
37235 | Mustafa Karayıldız | Yargıtay Üyesi |
37253 | Alev Özcan | SCH Hakimi |
37283 | Eyyup Mutlu | BAM Üyesi |
37287 | Hüseyin Yaşar Özyavuz | ACM Üyesi |
37315 | Yunus Süer | SCH Hakimi |
37410 | Mahmut Savaşçı | Savcı |
37461 | İsmail Ersin Ağca | Savcı |
37537 | Anıl Özdilek | ACM Üyesi |
37539 | İrfan Sert | Savcı |
37559 | Cevdat Özcan | SCH Hakimi |
37560 | Tülay Berber | SCH Hakimi |
37680 | Hakan Pektaş | Savcı |
37685 | Kenan Zeybek | Yargıtay Üyesi |
37940 | Cüneyt Bölükbaşı | BAM Üyesi |
37942 | Mevlüt Gülbudak | SCH Hakimi – ACM Başkanı |
37950 | Tamer Keskin | SCH Hakimi |
37957 | Ali Oğuz Şahin | ACM Üyesi |
38077 | Veli San | Savcı |
38100 | Cemal Duman | ACM Başkanı |
38109 | Saliha Özden | SCH Hakimi |
38135 | Hakan Yaşar Ürün | Savcı |
38212 | Selahattin Kanbur | Savcı |
38259 | Burçin Çetiner | BAM Üyesi |
38315 | Tunç Cantaymaz | Savcı |
38428 | Sabahattin Sarıdoğan | ACM Başkanı |
38481 | Zekariya Yavuz | ACM Başkanı |
38494 | Halil Toma | BAM Üyesi |
38649 | Ayhan Güldalı | ACM Üyesi |
38723 | Ayhan Akyol | Savcı |
38728 | Kadir Gezici | ACM Başkanı |
38852 | Nebi Kurtgöz | Başsavcı Vekili |
39479 | Beyhan Gök Berber | SCH Hakimi |
39559 | Bayram Kantık | ACM Başkanı |
39571 | Ahmet Diler | BAM Üyesi |
39600 | Celal Albay | Yargıtay Üyesi |
39604 | Salih Kılıçdağı | Savcı |
39606 | Hakan Tural | Savcı |
39630 | Akif Karakuş | Savcı |
39663 | Serdar Coşkun | Savcı |
39680 | Ergün Şahin | Yargıtay Üyesi |
39703 | Atila Öztürk | SCH Hakimi |
39704 | Melik Kahraman | ACM Başkanı |
39802 | Doç.Dr.Ekrem Çetintürk | Yargıtay Üyesi |
39802 | Ekrem Çetintürk | Yargıtay Üyesi |
39830 | Ömer Öztürk | SCH Hakimi – ACM Başkanı |
39844 | Hayrettin Sevim | BAM Üyesi |
39858 | Yasin Arslan | ACM Üyesi |
39874 | Yavuz Koç | SCH Hakimi |
39888 | Kenan Türkmen | SCH Hakimi |
39928 | Mustafa Çorumlu | ACM Başkanı |
39966 | Ömer Özgür Ercan | ACM Başkanı |
40012 | Muammer Çalık | BAM Üyesi |
40017 | Cem Boztaş | ACM Başkanı |
40019 | Erkan Sarıçam | BAM Üyesi |
40048 | Habib Korkmaz | Başsavcı |
40055 | Mehmet Uğurbaş | SCH Hakimi |
40060 | Faik Ersöz | Savcı |
40076 | Hasan Ay | ACM Üyesi |
40129 | Faruk Şener | Yargıtay Üyesi |
40150 | Savaş Şahinbay | SCH Hakimi – BAM Daire Başkanı |
40189 | Hayati Karaaslan | BAM Daire Başkanı |
40190 | Altan Özçelik | ACM Üyesi |
40207 | Utku Ercan | SCH Hakimi |
40227 | Serkan İçöz | ACM Üyesi |
40250 | Ali Rıza Doğmuş | SCH Hakimi |
40304 | Ahmet Nazmi Alp | ACM Başkanı |
40335 | Salih Polat | BAM Daire Başkanı |
40342 | Lütfi Türk | ACM Başkanı |
40745 | Osman Tonta | ACM Üyesi |
40751 | Atilla Rahimi | Savcı |
40752 | Derda Gökmen | BAM Üyesi |
40773 | Ahmet Hakan Özdemir | Savcı |
40794 | Bahtiyar Çolak | ACM Başkanı |
40811 | Şuayıp Arslan | ACM Üyesi |
40852 | Şamil Koç | ACM Başkanı |
40869 | Abdurrahman Gün | SCH Hakimi- ACM Başkanı – BAM Üyesi |
40905 | Sinan Tür | Başsavcı Vekili |
40911 | Uğurhan Kuş | Başsavcı |
40914 | Suat Alaca | ACM Başkanı |
40925 | Alaadtin Akdere | BAM Üyesi |
40933 | Bülent Koç | ACM Başkanı |
40943 | Seyit Gazi Balkaya | ACM Üyesi |
40958 | Sezer Söylemez | SCH Hakimi |
40961 | Ali Ramazan Bilgisiçok | SCH Hakimi |
40975 | Hakan Özdeş | ACM Üyesi |
40991 | Namık Genel | Savcı |
41005 | Hasan Gelir | ACM Üyesi |
41065 | Hüseyin Gören | BAM Üyesi |
41073 | Murat Türkmen | ACM Başkanı |
41091 | Işıl Kütük | SCH Hakimi |
41104 | Erdoğan Güleç | Savcı |
41115 | Bekir Çağlar | BAM Üyesi |
41359 | Mehmet Ersin Berber | Savcı |
41370 | Gülpınar Tür | SCH Hakimi |
41372 | Gökhan Şimşek | SCH Hakimi |
41500 | Volkan Keskinkaya | ACM Üyesi |
41916 | Muhammet Yavuz | Yargıtay Üyesi |
41923 | Adem Aygün | ACM Başkanı |
41941 | Ömer Yurdusev | Savcı |
41968 | Erkan Özkaya | ACM Başkanı |
42011 | İhsan Doğan | Savcı |
42049 | Şükrü Çağlar | ACM Başkanı |
42056 | Fahri Turan | ACM Üyesi |
42102 | Mustafa Gökçe | Savcı |
42107 | Mustafa Demirel | ACM Üyesi |
42114 | Ahmet Cengiz Soysal | SCH Hakimi |
42117 | Ahmet Turan Oral | ACM Başkanı |
42138 | Mehmet Selim Karakuzu | ACM Başkanı |
42169 | Kamil Altıntaş | Savcı |
42184 | Mehmet Arslan | ACM Başkanı |
42263 | İsmail Gürsoy | ACM Üyesi |
42294 | Barbaros Arslan | Savcı |
42394 | Emin Alkan | BAM Üyesi |
42430 | Tuncay Başaran | BAM Üyesi |
42436 | Ayhan Arduç | ACM Üyesi |
42437 | Gökberk Sunal | ACM Üyesi |
42520 | Oğuz Dik | Yargıtay Üyesi |
42562 | Kenan Türk | SCH Hakimi |
42597 | Mehmet Duman | ACM Başkanı |
42614 | Ulaş Mengüloğlu | ACM Başkanı |
42620 | Ceyhun Yılmaz | Savcı – BAM Üyesi |
42658 | Burak Kılıç | SCH Hakimi |
42695 | Ayhan Yardımcı | SCH Hakimi |
43103 | Cem Karaca | ACM Başkanı |
69460 | Vahit Özcan | Savcı |
92511 | Barış Erdoğan | ACM Başkanı |
92531 | Serkan Baş | ACM Üyesi |
92540 | Halit Kılıç | ACM Başkanı |
92592 | Erhan Karakaya | SCH Hakimi |
92634 | Selami Yılmaz | SCH Hakimi |
93856 | Özgür Koç | SCH Hakimi |
93890 | Ahmet Dalgalı | BAM Üyesi |
93902 | Mustafa Özbek | ACM Üyesi |
94977 | Fatih Öztürk | Savcı |
95033 | Turgay Çorak | ACM Başkanı |
95041 | Melih Avcı | ACM Başkanı |
95050 | Onur Yerdelen | ACM Başkanı |
95083 | İbrahim Koca | ACM Başkanı |
95095 | Yasin İsmailoğulları | ACM Başkanı |
95186 | Mahmut Ateş | BAM Üyesi |
97712 | Uğur Taştemir | BİM Üyesi |
97744 | Nihat Koçak | BİM Başkanı |
97904 | Murat Şahingöz | Savcı |
97924 | İbrahim Polat | ACM Üyesi |
97938 | Metin Özbay | Savcı |
97939 | Orbay Bahri Ulgar | Savcı |
97947 | Ali Deniz Tanrıverdi | ACM Üyesi |
97958 | Bülent Cem Koçak | ACM Başkanı |
97998 | Yusuf Arslan | SCH Hakimi |
98067 | Ali Güllü | Savcı |
98080 | Bilal İnanç | ACM Başkanı |
98107 | Ahmet Ataman | Başsavcı |
98436 | Murat Uzun | BAM Daire Başkanı |
101104 | Abdurrahim Ay | BİM Üyesi |
101189 | Abdurrahman Yalçın | Savcı |
101305 | Hamdi Çağrı Şahin | Savcı |
101322 | Ali Resul Ceritlioğlu | Savcı |
101428 | Mustafa Gökhan Yumrutaş | Savcı |
101546 | Mehmet Reşat Yavuz | ACM Üyesi |
101549 | Özkan Tavuz | ACM Başkanı |
101632 | Turgut Türkmen | Başsavcı |
101660 | Taner Güngör | Başsavcı Vekili |
101711 | Özgür Metin | BAM Üyesi |
101717 | Hasan Demirtaş | SCH Hakimi |
102840 | Canan Çetinkaya | ACM Üyesi |
104685 | Bozan Çevik | Savcı |
104700 | Murat Dilsiz | Başsavcı |
104701 | İsmail Mermerci | Savcı |
104702 | Esat Işık | OHAL Komisyonu Üyesi |
104708 | Mustafa Çakar | SCH Hakimi |
104747 | Ülkü Adıgüzel | ACM Başkanı |
104765 | Yasemin Yaman | SCH Hakimi |
104771 | Mustafa Kemal Turgut | ACM Üyesi |
104862 | Mehmet Güven | ACM Başkanı |
104873 | Mehmet Tokyürek | ACM Başkanı |
104898 | Hanife Olgun Güneş | SCH Hakimi |
104925 | Yıldıray Kaya | ACM Üyesi |
104927 | Cantürk Taşkın | ACM Üyesi |
104934 | Remzi Demir | Savcı |
105036 | Kadir Erdeo | SCH Hakimi – ACM Başkanı |
105053 | Eşref Durmuş | BAM Üyesi |
107239 | Kemaleddin Özdemir | İdari Hakim |
107357 | Hakan Akdeniz | SCH Hakimi |
107370 | Mustafa Kemal Çatak | ACM Üyesi |
107382 | Mustafa Asefler | SCH Hakimi – ACM Üyesi |
107405 | Yıldırım Kemal Zöhre | Savcı |
107434 | Mehmet Atıf Öztürk | SCH Hakimi |
107449 | Özgür Kökten | SCH Hakimi |
107485 | Bayram Ercan | ACM Başkanı |
107548 | Nermin Beyazitoğlu Gürsoy | BAM Üyesi |
107601 | Erkan Yüksel | Savcı |
107625 | Kaya Burak Dumlu | ACM Üyesi |
107630 | Murat Sopacı | SCH Hakimi |
107662 | Selçuk Ülger | ACM Üyesi |
109449 | Erdem Demircanlı | BAM Üyesi |
109468 | Hüseyin Özcan | ACM Üyesi |
109671 | Akın Aycan | ACM Üyesi |
109702 | Akın Gürlek | SCH Hakimi |
109762 | Murat Özcan | Savcı |
109817 | Ferit Sandal | Savcı |
109889 | Ergün Güçlü | Savcı |
115027 | İbrahim Korkmaz | Savcı |
118891 | Mustafa Alyörük | ACM Üyesi |
118921 | Utku Özdemir | SCH Hakimi |
118965 | Pıanr Gezer Atanıan | ACM Başkanı |
119005 | Gülşah Kablan Şen | SCH Hakimi |
119009 | Burhan Temtek | Savcı |
119027 | Mehmet Erten | ACM Üyesi |
119028 | Vakkas Sait Dikmen | SCH Hakimi |
119092 | Melih Serdar Çakır | ACM Üyesi |
119130 | Gökan Günaydın | ACM Başkanı |
119168 | İrfan Şancı | ACM Üyesi |
119176 | Mehmet Alan | ACM Üyesi |
119213 | Çağdaş Topgül | ACM Üyesi |
119228 | Ferit Yamer | ACM Üyesi |
119250 | Ramazan Kelebek | ACM Üyesi |
119281 | Mustafa Kutsal Kaya | Savcı |
120593 | Yavuz Arnak | Savcı |
120633 | Cihan Yılmaz | ACM Üyesi |
120674 | Anıl Deniz Güneş | SCH Hakimi |
120718 | Ali Keleş | SCH Hakimi |
120725 | Adem Can | ACM Üyesi |
120773 | Ersin Öztürk | SCH Hakimi |
120806 | Özgür Kemal Kartal | ACM Üyesi |
120901 | Göksel Ünüvar | Savcı |
120920 | Ömer Harun Özbek | SCH Hakimi |
120944 | Çağlar Ertaş | Savcı |
120958 | Celal Sarıdere | Savcı |
121014 | Ramazan Aydoğan | Savcı |
122240 | Adnan Yılmaz | SCH Hakimi |
122275 | Uğur Muslu | SCH Hakimi |
122279 | Abdullah Fırat Gedik | ACM Üyesi |
122311 | Kadri Arslan | ACM Üyesi |
122312 | Osman Pediz | ACM Başkanı |
122321 | Nebi Erken | Savcı |
122338 | Yasin Köse | SCH Hakimi |
122345 | Yeşim Can | ACM Üyesi |
122384 | Çağlar Pürlüpınar | ACM Başkanı |
122390 | Burcu Sağlam | SCH Hakimi |
122422 | Fatih Yılmaz | SCH Hakimi |
122424 | Oktay Güney | ACM Üyesi |
122425 | Zeki Yavuz | Savcı |
122430 | Zübeyde Ulaş Otur | ACM Üyesi |
122486 | Mevlüt Uçar | ACM Üyesi |
122486 | Yasemin Güç Doğmaz | ACM Başkanı |
122493 | Esra Gül Can | Savcı |
122504 | Eray Erden | Savcı |
122505 | Nuray Hopikoğlu | ACM Üyesi |
122527 | Fatih Kutluboğa | ACM Üyesi |
122563 | Halil Kurt | ACM Üyesi |
123185 | Hasan Karaman | SCH Hakimi |
123452 | Malik Daşdan | Savcı |
124675 | Mustafa Özoğul | SCH Hakimi |
124724 | İbrahim Timur | ACM Üyesi |
125127 | Yasin Uğurer | ACM Başkanı |
125163 | Okay Koç | ACM Üyesi |
125170 | Mustafa İlker Aydın | ACM Üyesi |
125195 | Uğur Sönmez | SCH Hakimi |
125201 | Ali Ersin | SCH Hakimi |
125222 | Gökhan Büyükşimşek | Savcı |
125223 | Ata Serdar Dumlupınar | SCH Hakimi – ACM Başkanı |
125305 | Yusuf Menteş | ACM Üyesi |
125336 | Hatice Öztoprak | SCH Hakimi |
125340 | Melike Esma Can Karatay | ACM Başkanı |
125346 | Özhan Güzel | ACM Üyesi |
125357 | Osman Berber | ACM Üyesi |
125480 | Pınar Demir Yılmazel | ACM Üyesi |
125491 | Tuba Büyükşahin | ACM Üyesi |
125511 | Şehnaz Apaydın | ACM Başkanı |
125541 | Adem Karataş | ACM Üyesi |
125579 | Alparslan Türkmen | Savcı |
125611 | Zeliha Ertan | ACM Üyesi |
125635 | Ergin Yılmaz | ACM Üyesi |
125862 | Mehmet Tevfik Gerçek | ACM Üyesi |
125911 | Tülay Akceylan | ACM Üyesi |
125939 | Akif Düzgün | Savcı |
137280 | Çağlayan Özbay | ACM Üyesi |
137358 | Ümit Kaya | Savcı |
137388 | Ferhat Ekinci | Savcı |
137561 | Hasan Basri Savaş | SCH Hakimi |
137568 | Ahmet Onur Sarıdoğan | SCH Hakimi |
138886 | Alperen Ertürk | Savcı |
139654 | Medine Özlem Rüzgar | ACM Üyesi |
139701 | Ender Genç | SCH Hakimi |
139709 | Selime Hidayet Kibritcioğlu | ACM Üyesi |
139745 | Mustafa Kalın | SCH Hakimi |
139767 | Şule Gedik | ACM Üyesi |
139826 | Muammer Yurtseven | SCH Hakimi- ACM Üyesi |
139832 | Ferhat Koyuncu | ACM Üyesi |
139884 | Emrah Aydemir | ACM Üyesi |
139914 | Emrah Yıldırım | ACM Üyesi |
149922 | Emre Küçükbaşol | ACM Üyesi |
149927 | Ramazan Yurteri | ACM Üyesi |
149977 | Yeşim Yahşi | ACM Üyesi |
150011 | Akın Çetin | Savcı |
150048 | Tayfur Cengiz | Savcı |
150106 | Mustafa Şenocak | ACM Üyesi |
150927 | Cem Koray Eryılmaz | Savcı |
150935 | Şahabettin Öztürk | ACM Üyesi |
150963 | Mithat Öz | Savcı |
151134 | Mehmet Ali Kuşuçar | SCH Hakimi |
151274 | Hürol Özcüre | Savcı |
151293 | Diyaaddin Özislam | SCH Hakimi |
151328 | İbrahim İlaslan | ACM Üyesi |
151348 | Muzaffer Sengelli | ACM Üyesi |
151384 | Murat Bahadır | ACM Üyesi |
151391 | Orhan Kaya | Savcı |
151417 | Cebrail Umut | ACM Üyesi |
151520 | Ahmet Dişbudak | SCH Hakimi |
153031 | Müge Akbıyık | SCH Hakimi |
153039 | Ali İhsan Akdoğan | Savcı |
153061 | Dursun Aksoy | SCH Hakimi |
153119 | Abdullah Fatih Bildik | Savcı |
153153 | Şengül Yılmaz | ACM Üyesi |
153183 | Adem Çörek | Savcı |
153185 | Mustafa Doğan | ACM Üyesi |
153193 | Aydın Cıvgın | ACM Üyesi |
153213 | Gülşah Eğilmez Türüdi | ACM Üyesi |
153226 | Mesut Eryılmaz | SCH Hakimi |
153241 | İbrahim Hatipoğlu | SCH Hakimi |
153475 | Sefa Öner | SCH Hakimi |
153553 | Çağrı Burak Türk | SCH Hakimi |
154603 | Buket Çelik Arı | SCH Hakimi – ACM Üyesi |
156982 | Ferhat Yayla | Savcı |
164309 | Ayşe Esin Eser Avcı | ACM Üyesi |
165565 | Sadık Çimen | ACM Başkanı |
165609 | Rıza Tekinalp | ACM Üyesi |
165634 | Ayşe Akdeniz İlaslan | Danıştay Tetkik Hakimi |
165673 | Murat Aytaç | OHAL Komisyonu Üyesi |
165791 | Ahmet Çetinkaya | SCH Hakimi |
165897 | Muhammet Ertuğrul Gümüş | ACM Üyesi |
165905 | Ali Metin Güven | ACM Üyesi |
165926 | Mehmet Ramazanoğlu | SCH Hakimi |
165982 | Enver Üstün | ACM Üyesi |
165989 | Kadir Tuncay | ACM Üyesi |
166003 | Abdulkadir Yeşiltaş | ACM Üyesi |
166004 | Ercan Yetkin | SCH Hakimi |
166006 | Fatih Yıldırım | SCH Hakimi |
170996 | Merve Kalkan | ACM Üyesi |
171022 | Ali Armağan Karaca | Savcı |
171091 | Mustafa Alper Kesik | SCH Hakimi |
171099 | Mustafa Aydın | SCH Hakimi |
171192 | Eshat Özkul | ACM Üyesi |
171233 | Turan Boran | Savcı |
171274 | Zeynep Yargıcı | ACM Üyesi |
171292 | Seda Tamam | ACM Üyesi |
171455 | Özgür Dursun | ACM Üyesi |
171517 | Muhammed Yıldız | Savcı |
171568 | Merve Fadime İnce | ACM Üyesi |
174415 | Ali İde | SCH Hakimi |
174422 | Onur Engin Deniz | ACM Üyesi |
174431 | Mahmut İrek | Savcı |
174475 | Cem Altunsoy | SCH Hakimi |
174487 | Ebru Engindeniz | ACM Üyesi |
174495 | Yunus Sağlam | SCH Hakimi |
174533 | Mehmet Kılıç | ACM Üyesi |
174540 | Mahmut Kızılelma | ACM Üyesi |
174609 | Mustafa Nar | SCH Hakimi- ACM Üyesi |
174646 | Ahmet Tarık Çiftçioğlu | ACM Üyesi |
174671 | Aykut Özkara | ACM Üyesi |
174708 | Ahmet Onur Somuncu | SCH Hakimi |
174710 | İlker Vural | Savcı |
174711 | Mustafa Sopacı | SCH Hakimi – ACM Üyesi |
174763 | Ülkü Tiryakioğlu | ACM Üyesi |
179239 | Rüstem Kocadağ | Savcı |
179331 | Seher Narin Yıldız | ACM Üyesi |
179377 | Suzan Ayturan | SCH Hakimi |
179614 | Ahmet Türker | SCH Hakimi |
179714 | Bekir Yücel | ACM Üyesi |
189495 | Hacı Mustafa Akbucak | SCH Hakimi |
189517 | Esra Akkaya | ACM Üyesi |
189536 | Musa Akyıldız | ACM Üyesi |
189544 | Anıl Altay | Savcı |
189546 | Aysun Altun Tabaklı | ACM Üyesi |
189665 | Abdullah Boyraz | ACM Üyesi |
189719 | Fırat Çankaya | ACM Üyesi |
189820 | Sabahat Çisem Durukal | SCH Hakimi |
189857 | Özge Eroğlu | ACM Üyesi |
189874 | Aslı Eşpek | ACM Üyesi |
189937 | Tayfun Gün | ACM Üyesi |
189949 | Mustafa Gürbüz | SCH Hakimi |
189952 | Merve Ergüden | ACM Üyesi |
190134 | Oğuzhan Mert | Savcı |
190160 | Hasan Burak Öndin | ACM Başkanı |
190162 | Ömer Öz | ACM Üyesi |
190163 | Ayşegül Özaltun Baba | ACM Üyesi |
190188 | Feyza Özer | ACM Üyesi |
190201 | Ramazan Özmen | Savcı |
190220 | Mehmet Sabit Pamukcu | SCH Hakimi |
190233 | Berna Saçan Türker | ACM Üyesi |
190335 | Sarp Şenbaşlar | ACM Üyesi |
190438 | Emre Us | Savcı |
190482 | Sema Yamaçlı | SCH Hakimi |
190492 | Yener Hüseyin Yarar | ACM Üyesi |
190557 | Duygu Demir | ACM Üyesi |
190565 | Merve Yücel | ACM Üyesi |
192110 | Murat Aydın | ACM Üyesi |
192126 | Ahmet Bulut | ACM Üyesi |
192130 | Alper Celep | ACM Üyesi |
192146 | Bünyamin Derin | Savcı |
192184 | Erdal Karakaş | Savcı |
192206 | Yusuf Kolukısa | SCH Hakimi |
192260 | Umut Sarı | ACM Üyesi |
193549 | Mustafa Akarslan | SCH Hakimi |
193564 | Sema Akdoğan | SCH Hakimi |
193711 | Ayşe Aydın | ACM Üyesi |
193721 | Gökhan Aydoğan | Savcı |
193735 | Abdulvahit Babat | ACM Üyesi |
193757 | Ali Hakan Bayburt | SCH Hakimi |
193783 | Sinan Atahan | ACM Üyesi |
193839 | Muhammet Raşit Çağlar | ACM Üyesi |
193850 | Ömer Çakır | ACM Üyesi |
193873 | Bilal Çelik | Savcı |
193938 | Mehmet Demirci | ACM Üyesi |
193945 | Efnan Demirhan Alsan | ACM Üyesi |
193947 | Faruk Demirtaş | ACM Üyesi |
194048 | Sümeyra Doğru | Savcı |
194062 | Tayfur Duran | SCH Hakimi |
194096 | Damla Erçıktı | SCH Hakimi |
194160 | Meltem Göncüoğlu | ACM Üyesi |
194166 | Coşkun Gözağaç | SCH Hakimi |
194178 | Gözde Gülderen | ACM Üyesi |
194219 | Serkan Güvenç | ACM Üyesi |
194246 | Hasan İshak | SCH Hakimi |
194249 | Alihan İyigün | Savcı |
194270 | Soner Kantav | ACM Üyesi |
194337 | Yakup Kaya | Savcı |
194408 | Cansu Kökçe Tarakçı | ACM Üyesi |
194510 | Cenk Özbaş | ACM Üyesi |
194562 | Gökçe Bahar Öztürk | ACM Üyesi |
194693 | Hafize Şengül Bulut | ACM Üyesi |
194708 | İsmail Taş | ACM Üyesi |
194729 | Merve Tekin | ACM Üyesi |
194798 | Zemze Uçar | ACM Üyesi |
194829 | Nazmi Burak Ünal | Savcı |
195176 | Erdal Öztürk | İdari Hakim |
195183 | Yunus Pekmezci | İdari Hakim |
195683 | Osman Akbaş | Savcı |
195688 | Sevay Akbulut | ACM Üyesi |
195702 | Cumali Alkış | Savcı |
195703 | Ercan Akin | Savcı |
195720 | Gülüzar Kaya | ACM Üyesi |
195765 | Selçuk Aylan | ACM Üyesi |
195914 | Gülpınar Duman | ACM Üyesi |
196010 | Özcan İnan | ACM Üyesi – ACM Başkanı |
196043 | Hasan Hüseyin Kaya | ACM Üyesi |
196063 | Nizamettin Kırlı | ACM Üyesi |
196193 | Yağmur Satıcı | ACM Üyesi |
196196 | Hatice Savaş | ACM Üyesi |
196204 | Hüseyin Sert | ACM Üyesi |
196213 | Reyhan Sunam | ACM Başkanı |
196304 | Celalettin Yazgı | ACM Üyesi |
198462 | Nesrin Avlar | ACM Üyesi |
198932 | Kübra Güner | ACM Üyesi |
198959 | Nihal Işık | ACM Üyesi |
199094 | Niyazi Tüfek | SCH Hakimi |
199174 | Kübra Söker | ACM Üyesi |
211128 | Mehmet Çağrı Alperen | ACM Üyesi |
211165 | Teceli Aslan | ACM Üyesi |
211244 | Abdüsselam Furkan Barutçu | Savcı |
211245 | Hatice Barutçu | SCH Hakimi |
211279 | Selçuk Baysal | ACM Üyesi |
211444 | Hatice İnal | ACM Üyesi |
211518 | Meryem Elbistan | ACM Üyesi |
211542 | Şeyma Erdoğdu | ACM Üyesi |
211654 | Bayram Günaydın | ACM Üyesi |
211698 | Veli Gürsoy | ACM Üyesi |
211717 | Nurşen Hayran Işık | ACM Üyesi |
211818 | Nursel Karamancı Gülel | ACM Üyesi |
211947 | Sencer Levent | ACM Üyesi |
212128 | Nurdan Çakmak | ACM Üyesi |
212179 | Fatih Sönmez | ACM Üyesi |
212184 | Saliha Merve Sungun | ACM Üyesi |
212232 | Hakan Taş | SCH Hakimi |
212278 | Onur Tombaloğlu | ACM Üyesi |
212307 | Civan Behiç Turhan | ACM Üyesi |
212318 | Emine Tür | ACM Üyesi |
212321 | Esra Türüt | ACM Üyesi |
212347 | Furkan Uysal | ACM Üyesi |
212383 | Ahmet Yaldız | SCH Hakimi |
212394 | Raziye Yavuz | ACM Üyesi |
212444 | Zehra Yüksel | ACM Üyesi |
212448 | Gülay Zengin | ACM Üyesi |
212454 | Levent Zeydan | ACM Üyesi |
214702 | Berna Akalın Karagöz | ACM Üyesi |
214777 | Fadimana Akyıldız Keleş | ACM Üyesi |
214849 | Tuğba Armağan Ustaoğlu | ACM Üyesi |
214863 | Nursema Arslan | ACM Üyesi |
214896 | Burak Ateş | ACM Üyesi |
214942 | Halil Ayhancı | ACM Üyesi |
215163 | Elif Çakıcı Atmaca | ACM Üyesi |
215279 | Cemaleddin Demir | Savcı |
215364 | Şahin Durnagöl | ACM Üyesi |
215441 | Murat Adıgüzel | ACM Üyesi |
215441 | Seda Ergül | ACM Üyesi |
215478 | Mücahit Evlice | ACM Üyesi |
215792 | Şevkiye Beyza Kaya Mert | ACM Üyesi |
215981 | Sümeyye Nur Özparlak | ACM Üyesi |
215987 | Duygu Mutlu | ACM Üyesi |
216078 | Mehmet Özdamar | ACM Üyesi |
216272 | Aylin Somkan Fırat | ACM Üyesi |
216415 | Murat Tuncer | ACM Üyesi |
216501 | Burcu Ünal | ACM Üyesi |
217381 | Hulusi Gül | BAM Üyesi |
217438 | Murat Özdemir | ACM Üyesi |
217444 | Eren Şen | SCH Hakimi – ACM Üyesi |
218732 | Mehmet Yayla | ACM Üyesi |
219192 | Bülent Kazancı | ACM Üyesi |
219586 | Tahir Baytar | ACM Üyesi |
219764 | Bengisu Akbaş | ACM Üyesi |
221983 | Adem Okur | ACM Üyesi |
229349 | Merve Akyüz | ACM Üyesi |
234326 | Kamil Işık | ACM Üyesi |
235009 | Arif Sami Yılmaz | ACM Üyesi |
Aysel Demirel | HSK Üyesi | |
Hayriye Şirin Ünsel | HSK Üyesi | |
Muharrem Özkaya | HSK Üyesi | |
Rasim Aytin | HSK Üyesi | |
Taci Bayhan | HSK Üyesi | |
Cevdet Malkoç | Danıştay Üyesi | |
İsmail Kalender | Danıştay Üyesi | |
Mustafa Cihad Feslihan | OHAL Komisyonu Üyesi | |
Mustafa İkbal | OHAL Komisyonu Üyesi | |
Salih Tanrıkulu | OHAL Komisyonu Üyesi |
Ekim 2021 tarihinde kurulup faaliyetlerine başlayan HAAK’a bugüne kadar, yargı mensuplarının verdiği kararlarla temel hak ve özgürlüklerinin zarar gördüğünü düşünen mağdurlar tarafından 96 başvuru yapılmış, yapılan bu başvuruların 56’sı HAAK tarafından incelenerek karara bağlanmıştır.
Başvurucular Özgürlüklerinin Tehdit Altında Olduğunu Düşünüyor
HAAK’a bu güne kadar 96 başvuru yapılmıştır. Başvurucuların 45’i kişisel bilgilerinin raporda yer verilmemesini talep etmiştir.
Başvurucuların önemli bir kısmı yaptığı başvurusunda, kişisel verilerinin saklı tutulmasını talep etmiştir. Bunun temelinde kendisinin veya yakın çevresinin, kamu gücünü elinde bulunduran kişi ve kurumlarca yeniden hukuksuz muamelelere/yaptırımlara maruz kalma endişesi yattığı anlaşılmaktadır.
Başvuruların Büyük Çoğunluğu Gözaltı ve Tutuklamalara İlişkin
Yapılan başvuruların büyük çoğunluğunu (66 adet) hukuksuz gözaltı ve tutuklama kararları ile özgürlükleri kısıtlanan başvurucular yapmıştır.
HAAK, inceleyip raporlaştırdığı 56 başvuru dosyası bağlamında 814 yargı kararını incelemiştir. Bu kararların büyük kısmının 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait olduğu belirlenmiştir.
Bylock Verileri Hukuksuz Kararların Temel Dayanağı:
HAAK tarafından incelenen ve ağır hukuka aykırılıklar tespit edilen 56 başvuru dosyasında, yargı mensupları tarafından hukuka aykırı kararlara dayanak olarak Bylock verilerinin ana delil olarak kullanıldığı (27 dosyada), bunun yanında itirafçı beyanlarının (19 dosyada) ve kurumlar tarafından yapılan fişlemelerin de (10 dosyada) kararlarda yer verildiği tespit edilmiştir. Yargı birimleri tarafından Anayasa tarafından teminat altına alınan temel hak ve özgürlüklerin, suç delili olarak kullanıldığı ve kişilerin özgürlük ve güvenlik haklarının, mülkiyet haklarının ve adil yargılanma haklarının bunlar gerekçe gösterilerek ihlal edildiği HAAK tarafından belirlenmiştir.
Başvurucular Delilsiz Olarak Darbeye Teşebbüsten ve/ya Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmaktan Suçlanmışlar:
Yapılan başvurular incelendiğinde, başvurucuların darbeye teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanıp gözaltına alındıkları, tutuklandıkları veya mesleklerinden ihraç edildikleri tespit edilmiştir. Başvuruculardan 27’si hem darbeye teşebbüs ve silahlı terör örgütü üyeliği suçlaması ile, 29’u ise sadece silahlı terör örgütü üyeliği suçlaması ile muhatap olmuştur.
HAAK tarafından incelenen başvuru dosyalarında, başvurucuların silahlı terör örgütü üyeliğini gösteren veya darbeye doğrudan veya dolaylı olarak iştirak ettiklerine dair zan derecesinde şüphe oluşturan, ceza hukuku tarafından delil olarak kabul edilebilecek bir bilgi ve belgeye rastlamamıştır. Yargı kararlarında delil olarak gösterilen verilerin kişilerin özel veya meslek hayatlarına ilişkin, ulusal ve uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan hak ve özgürlüklerin kullanımına ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Bu durum HAAK tarafından, söz konusu soruşturma ve yargılamaların hukuki saiklerle değil, konjonktürel ve siyasal amaçlarla yapıldığı şeklinde yorumlanmıştır.
Türk Yargı Makamlarının İncelen Tüm Kararları Gerekçesizdir:
HAAK, 56 başvuru bağlamında incelediği 814 yargı kararının tamamının gerekçesiz olduğunu belirlemiştir.
Tüm kararların gerekçesiz olması, istihbarat birimleri tarafından hazırlanan rapor ve değerlendirmelerin bütün kararlarda ayniyet derecesinde kullanılmış olması, soruşturma ve yargılama aşamalarının her ikisinde benzer durumun devam etmesi, yapılan soruşturma ve yargılamaların hukuki bir gereklilikten ziyade, siyasi saiklerle başlatılıp yürütüldüğü konusunda kuvvetli bir şüphe oluşturmaktadır.
Gözaltı ve Tutuklamalar Kanuna Aykırı ve Amaç Dışıdır:
HAAK, özgürlük ve güvenlik hakkına ilişkin olarak 33 başvuruyu karara bağlamıştır. Söz konusu başvuruların tamamının kanuna aykırı olduğunu ve CMK’nın 100.maddesinde yer verilen şartları taşımadığını tespit etmiştir.
Gözaltı ve tutuklama kararlarının delilsiz ve gerekçesiz olarak yapıldığının belirlenmiş olması karşısında, uygulanan bu tedbirlerin ceza soruşturması/yargılaması bağlamında bir zorunluluktan değil, siyasi veya ideolojik amaçlarla uygulandığı konusunda kuvvetli bir şüphe oluşturmaktadır.
Hukuka Aykırı Kararlara Karşı Etkin Bir İç Hukuk Yolu Yoktur:
HAAK tarafından incelenip karara bağlanan 56 başvurunun tamamında, başvurucuların itiraz, istinaf ve temyiz taleplerini inceleyen yargı birimlerinin gerekçesiz şekilde başvuruları reddettikleri, başvurucuların taleplerini karşılayacak bir değerlendirmeye yer vermedikleri belirlenmiştir.
Bu durum HAAK tarafından, hukuksuz karar veren yargı mensupları ve birimleri arasında açık veya gizli bir karar birliği, anlaşma ve/ya dayanışmanın olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Yine bu anlaşma/dayanışma doğrultusunda belirli kişi ve gruplara karşı yapılan hukuksuzlukları devam ettirme konusunda bir yol izledikleri kanaatine varılmıştır. Tespit edilen ağır hukuka aykırılıkların itiraz, istinaf veya temyiz aşamasında gözden kaçabilecek, farklı bir hukuki yorumla geçiştirilebilecek seviyede olmadıkları gözönüne alındığında, böylesi bir hukuk sisteminin hak aramada etkin olmadığı kabul edilmelidir.
Hukuka Aykırı Karar Veren 603 Yargı Mensubunun İsmi Tespit Edildi
HAAK, yapılan başvurular çerçevesinde incelediği 814 yargı kararında bir veya birden fazla imzası bulunan 603 hakim, savcı ve/ya OHAL Komisyonu/HSK/istinaf/Yargıtay üyesi ismi tespit etmiştir.
HAAK, hazırlamış olduğu raporlarında bu isimlere yer vermek suretiyle, bu kişilerin isimlerinin görünür hale gelmesini sağlamış ve bu şekilde söz konusu yargı mensuplarının hukuka aykırı kararlar vermemeye teşvik etmeyi amaçlamıştır. Gaye bu kişilerin kişi hak ve özgürlüklerini ihlal olmayıp, ifa ettikleri kamu görevi çerçevesinde, hukuksuz kararlar verme konusundaki rahatlıklarını frenlemedir.
HAAK kararlarında, yaptığı değerlendirmelerin hukuka aykırı olduğunu düşünen yargı mensuplarını kararlarına itiraz etmeye davet etmiştir. Ancak bu güne kadar söz konusu kararlara karşı bir itiraz yapılmamıştır.
Hukuka Aykırı Karar Veren Yargı Mensuplarının %66’sı AKP Döneminde Göreve Başladı:
Hukuksuz karar verdikleri tespit edilen 603 yargı mensubundan 396’sının, AKP iktidarı döneminde yani 2002 yılı sonrasında göreve başladığı tespit edilmiştir. Özellikle 2014 yılı sonrasında doğrudan iktidarın etkisi ve/ya kontrolü altına girdiği bağımsız gözlemci kurum ve kişilerin raporları ile sabit Türk yargısının, bu görüntüsünün, AKP kontrolündeki Adalet Bakanlığı tarafından seçilip mesleğe kabulü sağlanan yargı mensupları eliyle oluşturulmuş olması tesadüf ile izah edilemez.
İsimleri Tespit Edilen Yargı Mensuplarının %61’i Yargıda Birlik Derneği Üyesi:
HAAK tarafından ağır hukuka aykırılıklar içeren kararlar verdikleri tespit edilen 603 yargı mensubundan 370’inin resmi olarak Yargıda Birlik Derneği üyesi olması tesadüf ile izah edilemeyecek bir veridir.
Yargıda Birlik Derneği’nin, 17-25 Aralık Yolsuzluk-Rüşvet soruşturmalarının hemen sonrasında, 2014 yılı başında iktidarın Adalet Bakanı ve Başbakan seviyesinde organize ve desteği, muhalefet parti liderlerinin açık desteği ile kurulduğu, kuruluş amacının belirli bir toplum kesiminin kamusal ve özel alandan yargı eliyle etkisiz hale getirilmesi olduğu, süreç içerisinde yazılı ve görsel ya da sosyal medyaya yansıyan beyanlar, bilgi ve belgeler ile sabittir.
Yukarıda sayısal verilerine yer verildiği üzere HAAK tarafından incelenen tüm kararların gerekçesiz olması, itiraz, istinaf ve temyiz makamlarının hukuka aykırı kararları değiştirmeme/ devam ettirme konusundaki tavırları, yapılan gözaltı ve tutuklamaların tamamen delilsiz ve kanuna aykırı şekilde icra edilmiş olması, bu kararlara imza atan yargı mensuplarının %66’sının siyasal iktidar döneminde mesleğe başlamış olmaları ile bunların YBD üyelikleri birlikte düşünüldüğünde, tüm bu hukuksuzlukların tesadüfen olmadığı, belirli bir plan ve sistem içerisinde icra edildiği HAAK tarafından kabul edilmektedir.
Sulh Ceza Hakimleri ve Ağır Ceza Mahkemesi Başkan/Üyeleri Hukuksuz Kararlara En Çok İmza Atan Yargı Mensupları:
Hukuka aykırı kararlara imza attıkları belirlenen 603 yargı mensubunun, 108’inin Sulh Ceza Hakimi, 221’inin Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi, 61’inin ise Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğu HAAK tarafından tespit edilmiştir. Hukuksuzluk sürecini başlatan 107 savcı ve 15 Başsavcı/vekili yine dikkat çeken sayılardır.
Hukuksuzlukların kapalı bir devre içerisinde gerçekleştiği, Başsavcı ve savcıların talimatı ile başlayan sürecin, Sulh Ceza Hakimleri tarafından devam ettirildiği, yargılama aşamasına geçildiğinde ise, aradaki (örtülü) anlaşma/dayanışma çerçevesinde bu hukuksuzluğun Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından sürdürüldüğü HAAK tarafından tespit edilmiştir. Bu hukuksuzlukların istinaf ve temyiz aşamasına taşınan bu hukuksuzluklardan hiçbirisi Bölge Adliye Mahkemeleri veya Yargıtay tarafından giderilmemiştir.
Başvuruya konu ithamların darbeye teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olma gibi, soyut ve siyasi/ideolojik yorumlara açık suçlamalar olduğu gözönüne alındığında, bunların siyasi saiklerle başlatılan ve yürütülen soruşturma ve yargılamalar olduğu, yargı mensuplarının da bu siyasi etki/yönlendirme/motivasyon ile hareket ettiği HAAK tarafından değerlendirilmektedir.
Yargı Mensupları İnsanlığa Karşı Suç İşliyor
HAAK, yapılan başvurular çerçevesinde yaptığı inceleme neticesinde, tespit ettiği hukuka aykırılıkların mahiyet ve önemleri doğrultusunda, ilgili yargı mensuplarının ceza hukuku, tazminat hukuku ve disiplin hukuku bağlamında muhtemel sorumluluklarını belirlemiştir.
Ceza Hukuku Bağlamında:
HAAK, kararlarını incelediği yargı mensuplarının, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş bilgi ve belgelere dayanılarak ya da hiçbir delil olmaksızın kişilerin özgürlük ve güvenlik haklarını sınırlayan kararları nedeniyle “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan veya “görevi kötüye kullanma” suçundan dolayı soruşturulmaları gerektiğini değerlendirmiştir.
Yine HAAK, incelemeye konu kararların tarafsız olmayan, siyasi saiklerle hareket eden, mağdurun kendisine veya ait olduğu inanca, gruba ya da milliyete duyduğu kin ve nefret duygularını tatmin çerçevesinde karar veren yargı mensuplarınca oluşturulmuş olduğu konusunda bulgulara ulaşan HAAK, söz konusu yargı mensuplarının eylemlerinin, toplumun belirli bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli şekilde işlenmiş olduğunun ilk bakışta açık olması nedeniyle bu kişilerin “insanlığa karşı suç” bağlamında soruşturulmaları gerektiği sonucuna varmıştır.
Kurul, yaptığı değerlendirmeler sonrasında, diğer şartları oluştuğu taktirde kararlarda imzası bulunan yargı mensuplarının aşağıdaki suçlardan biri veya birkaçı çerçevesinde de soruşturulmasının mümkün olduğu sonucuna varmıştır:
- Konut dokunulmazlığının ihlali (TCK md. 116)
- Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi (TCK md. 121)
- Nefret ve ayırımcılık (TCK md. 122)
- Haberleşmenin gizliliğini ihlal (TCK md. 132)
- Özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK md. 134)
- Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (TCK md. 136)
- Verileri yok etmeme (TCK md. 138)
- Resmi belgede sahtecilik (TCK md. 204)
- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK md. 206)
- Görevi kötüye kullanma (TCK md. 257)
- Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf (TCK MAD md. DE 261)
- Suç uydurma (TCK md. 271)
- Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs (TCK md. 277)
- Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme (TCK md. 281)
- Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs (TCK md. 288)
Disiplin Hukuku Bağlamında;
Yargı mensuplarının, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediği konusunda ağır hukuka aykırılıklar tespit eden HAAK, ilgililerin disiplin sorumluluklarını değerlendirmekle görevli ve yetkili kurumları tarafından meslekten ihraçlarını konu alan bir disiplin soruşturması yapılması gerektiğini tespit ve tavsiye etmiştir.
Tazminat Hukuku Bağlamında;
HAAK, başvurucuların uğradığı maddi ve manevi zararları bağlamında Devlet aleyhine ulusal ve uluslararası yargı mercileri nezdinde açılacak davalar sonucunda ödenmesi kuvvetle muhtemel tazminat miktarlarının, hukuksuz kararlarda imzası bulunan yargı mensuplarından tahsil edilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunmuştur.
[1] Öyle ki, HSK’nın yüksek mahkemelere üye seçimleri pek çok kez ““FETÖ ile mücadele edenler yüksek yargıç oldu” gibi başlıklarla basında haber konusu yapılmıştır.
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/feto-ile-mucadele-edenler-yuksek-yargic-oldu-/1205829
https://ahvalnews-com.cdn.ampproject.org/c/s/ahvalnews.com/tr/node/38372?amp
[2] Yargıda Birlik Derneği üyelerinin isim listesine ulaşmak için tıklayınız: https://hukukpenceresi.com/yargida-birlik-dernegi-ybd-uyelerinin-isimlerini-suclu-olduklarini-dusundugu-icin-mi-gizliyor/