- ANASAYFA
- No Comment
GELECEĞİ ÇOCUKLAŞANLAR İNŞA EDECEK

Millet olarak kötü zamanlardan geçiyoruz.
Cehalet, fakirlik, hukuksuzluk ve adaletsizlik, son birkaç yüzyıldır karabasan gibi çöktü üzerimize. Bir türlü kurtulamıyoruz bu lanetlerden.
Ümit bağladığımız her ışık, hayal kırıklığına uğrattı, daha derin bir karanlığa savurdu bizleri.
Sürükleniyoruz.
Her geçen gün daha da batıyoruz derinlere.
Kirleniyoruz.
Yaşadığımız her travma ve toplumsal deprem sonrasında bizi birbirimize bağlayan değer ve kurumlarımız sarsılıyor, yıkılıyor bir bir.
Çobanlarımızın, sürünün bir parçası ve hatta en zayıf ferdi olduğunu fark edenlerimiz, takip edilen yol ve yöntemlere dair hafakanlar geçiriyorlar. Haykırıyorlar aşina oldukları hakikatleri; uyarılarını duyacak ne kulak ver diğerlerinde, ne de yazdıklarını okuyacak göz ve algılayacak bilinç.
Gidilen bunca yol, tecrübe edilen bunca pislik, işlenen günahlar ve oluşan hasar gözönüne alındığında yeni bir başlangıç yapmak; huzurlu, güvenli ve sağlıklı ve müreffeh bir toplum ve ortam inşa etmek mümkün mü diye uzun süredir soruyorum kendime.
Bugün cevabımı buldum. Çözüm hepimizin çocukluğunda, hayata ilk adımlarımızı attığımız o anlarda yatıyor.
Çocukluk, günahsızlıktır; unutmaktır tüm kötülükleri; hayatı kendi saf ve temiz dünyasında yeniden kurgulamaktır.
Günahlarımızdan nasıl kurtulacağız peki: Kendimiz, insanlar ve toplum önünde tövbe ederek, af dileyip özür dileyerek.
Unutalım bize karşı yapılan tüm haksızlıkları. Kin ve nefret duygularımızdan arınalım, gömelim savaş baltalarımızı. Mağdurlar sarılsınlar faillerine, kucaklasınlar onları, safiyetleriyle yıkasınlar kirlenmiş ruhları.
Ruha işlemiş bir günahın temizlenmesi çekilecek acıyla ve bunun oluşturacağı iç yangınıyla mümkündür ancak.
Bana acı hissettirenler, beni bir ızdıraptan diğerine savuranlar benim kurtarıcılarımdır.
Tutsaklığım, kurtuluşumun anahtarı oldu. Günahtan arınmamın ilk safhası, onu tanımak, teşhis etmek ve kabul etmektir. Günahlarımı tanıdım hücremde, dört duvar arasında. Okuduğum her kitap, yaptığım her muhasebe ayna oldu bana, ruhuma yapışmış, onu kirleten günahlarımı görmemde.
Unuttum bana yapılan bütün haksızlıkları.
Hak talep etmeyeceğim hakkım olanlardan. Affediyorum hepsini. Sizler de affedin beni.
Haydi! Hepinizi davet ediyorum bu toplu arınma ayinine.
Arınmaktan başka çaremiz yok.
Temizlenmek için acı çekmeyi beklemek niye. Yandığımız ateş, hepimizi arındırmaya yetmez mi?
Hepimiz çocuk olalım, birlikte yeni bir başlangıç yapalım.
Zamana “aynı ortak noktadan” yeniden başlayalım.
(Bu yazı 5.01.20117 Perşembe günü, tutsak olduğum Silivri Kapalı Cezaevinde yazıldı).