Ah Efendim!
Yıllar sonra öyle bir vefasız ki
Cürmü ne arşa sığar ne de semaya
İçine hapsolduğu bedeniyle kapına geldi heyhat!
Mecali yok ürkek nefesinin
“Benim” demeye
Sessizce beklesem bir ömür
O pak ayağın değdiği eşiğe
Koyarak kapkara yüzümü
Değmeden günahkâr ellerimle
İradesi fersiz bir neferin
Yegane ümidiyle
Ne olur azıcık aralayıver
Mübarek ruhunun kapısını
Aydan da parlak hüzme ile
Kalbimin en derunundaki göze
Usulca sızıp kalıver Efendim
İsmin salalarda namın göklerde
Her yerde garipsin
Gönüllerde yok inilti
Gök kubbenin altı kuru gürültü
Ne olur gitme yine kal Efendim
Miraçta o büyük vuslattan döndüğün gibi
Perişan halimize acı
Yeniden dünyamıza doğuver Efendim…