• Mart 19, 2022
  • No Comment

SOYKIRIM ÖRGÜTLENMESİNİN YARGI AYAĞI: YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ (YBD)

SOYKIRIM ÖRGÜTLENMESİNİN YARGI AYAĞI: YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ (YBD)

Yargıda Birlik Derneği (YBD) kimler tarafından, hangi koşullarda ve hangi amaçlarla kuruldu?

Tarihin kaydettiği en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının yapıldığı 17 ve 25 Aralık 2013 tarihleri Türk yargı tarihinde bir dönüm noktası oldu. AKP iktidarının yargıya yönelik müdahaleleriyle yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırıldı ve bağımsız yargı yerini “Emre amade bir yargı”ya, başka deyişle “Erdoğan Yargısı”na bıraktı.

Bazı bakanların ve bakan çocuklarının adının da karıştığı 17-25 Aralık operasyonlarını Hükümete yönelik bir “darbe” olarak niteleyen siyasi iktidar, bu operasyonlardan Gülen Hareketi’ni sorumlu tuttu ve açık bir şekilde “düşman” ilan etti. O tarihlerde Başbakan olan ve Ağustos 2014’te yapılan seçimlerde Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, Gülen Hareketi’ni bitirmek amaç ve hedefiyle başlattıkları süreci “istiklal mücadelesi” olarak ilan etti[1] ve Gülen Hareketi mensuplarının “A’dan Z’ye bedel ödeyeceklerini”[2], onlardan “hesap soracaklarını”[3] ve Gülen Hareketi’ne mensup olanların “Devletin varlığını kabul edeceklerini veya yok olacaklarını”[4] söyledi. Böylece Gülen Hareketi’ne yönelik “hesap sorma, bedel ödetme/cezalandırma ve yok etme”; kısaca “soykırım” süreci iktidardaki AKP eliyle başlatılmış oldu.

Soykırımın[5] ilk aşaması olarak kabul edilen ve 17-25 Aralık’ın hemen ardından “paralel yapı” söylemleriyle başlatılan “Sınıflandırma” aşamasını takiben, Erdoğan, bir taraftan Gülen Hareketi’ni toplum nezdinde ötekileştirmeye ve düşmanlaştırmaya çalışırken (soykırımın Simgeleme ve Dehümanizasyon aşamaları), diğer taraftan da soykırımın “Örgütlenme” aşamasında en önemli görevi üstlenecek olan yargıyı hedef aldı. Erdoğan, yargı mensuplarını aynı yönde etkilemeye, tahakkümü altına almaya çalıştı ve ilan ettiği “istiklal mücadelesinde” yargının Gülen Hareketi’ne karşı kendi safında yer almasını istedi.[6] Erdoğan’ın bu çağrıları karşılıksız kalmadı. Bir kısım yargı mensubu, Hükümetin girişimleri ve desteğiyle “Yargıda Birlik Platformu” (YBP) adı altında örgütlenerek, Hükümete “Hâkim ve savcılar olarak devletimizin yanındayız” mesajı verdiler ve kurdukları bu platformla “Gülen Hareketi’ne yönelik mücadelede” siyasi iktidarın yanında yer aldıklarını ilan ettiler.[7]

17-25 Aralık operasyonları sonrasında itaatkâr ve kendisine bağlı bir yargı oluşturmak isteyen siyasi iktidar, bu hedefe ulaşmak için ilk önce, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu (HSYK) yeniden yapılandırma yoluna gitti. Bu amaçla, 27.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6524 sayılı Yasa ile HSYK Kanunu’nda bazı değişiklikler yapıldı ve HSYK’nın tüm idari kadroları değiştirildi. Yeni personel Adalet Bakanı tarafından atandı ve böylece HSYK’nın idari kadroları, daha o günden ‘yürütme ile uyumlu’ hale getirildi. Ancak bu değişiklikler siyasi iktidar için yeterli olmadı. Tamamen kendisine bağlı bir Kurul oluşturmak isteyen siyasi iktidar HSYK üyelerinin belirleneceği 12 Ekim 2014’te yapılacak olan HSYK seçimlerini hedef aldı. Öyle ki, siyasi iktidar, bu seçimi Cumhurbaşkanlığı seçimleri kadar önemli görüyordu. Hatta AKP’li Mahir Ünal, Yalçın Akdoğan ve Numan Kurtulmuş, YBP’nin seçimleri kaybetmesi halinde devletin müdahale edeceğini ve seçim sonucunu tanımayacaklarını açıklamıştı.[8] Böylece iktidarın girişim ve desteğiyle bir araya getirilen yargı mensuplarının oluşturduğu Yargıda Birlik Platformu vasıtasıyla HSYK seçimlerine müdahale edildi.

Yargıda Birlik Platformu, seçim çalışmalarında iktidarın tüm olanaklarından faydalandı. Toplantılar Adalet Bakanlığı koordinesinde, Müsteşar Kenan İpek ve Müsteşar Yardımcıları Selahaddin Menteş ve Basri Bağcı gibi aynı zamanda YBD kurucu üyesi de olan isimler vasıtasıyla yürütüldü. Toplantılara çağrı yapılırken “devletini ve milletini seven yargı mensupları” vurgusu yapılarak, YBP’de yer almayanlar veya destek vermeyenler, vatan ve millet düşmanlığı ile itham edilmek suretiyle yargı mensupları üzerinde psikolojik baskı kuruldu. Ücretsiz toplantı odaları ve ulaşım ayarlandı,[9] hâkimlere toplantılara katılmaları telkin edildi, hâkimlerin e-mail adresleri ve telefon numaralarına erişim sağlandı, maaş zammı ve YBP’nin kazanması halinde disiplin soruşturmalarının düşürüleceği vaat edildi. YBP adaylarına bu imkânlar sağlanırken, YARSAV gibi diğer derneklerin seçim çalışması yapmaları engellendi, bu derneklerin başkanlarının kendi görev yerlerinden ayrılmaları yasaklanarak toplantı yapmalarına imkân verilmedi.[10]

Nihayetinde 12 Ekim 2014’te yapılan HSYK seçimlerinde, adli ve idari yargıdaki hâkim-savcılar tarafından seçilecek olan toplam 10 üyelikten 8’ini YBP adayları kazandı. Böylece, dört üyesi Cumhurbaşkanı tarafından atanan, bir üyesi yürütmenin kontrolündeki Adalet Akademisi’nden seçilen, Adalet Bakanı ve Müsteşarın da doğal üye olduğu HSYK, bu seçimlerle birlikte tamamen iktidardaki AKP’nin kontrolüne geçmiş oldu.

Soykırım suçu, örgütlü bir suçtur ve genellikle devlet tarafından organize edilir. Platform olarak faaliyete başlayan ve 27 Mart 2015’te tüzel kişiliğe kavuşan Yargıda Birik Derneği, AKP Hükümetinin, yargıyı ele geçirmek, yönetmek ve yargıyı kullanarak 17-25 Aralık 2013’ten sonra “paralel yapı” adıyla düşman ilan ettiği Gülen Hareketi’ni “A’dan Z’ye yok etmek” amacıyla kurduğu yargıdaki örgütlü yapının adıdır.

Her ne kadar YBD, “amaç ve misyon” olarak, adalet hizmetleri ve yargının sorunlarına ilişkin birtakım açıklamalarda bulunmuş[11] ise de YBD’nin temel amaç ve hedefi, “Gülen Hareketi ile mücadele” olmuştur. Gerek Adalet Bakanı[12] ve Bakanlık bürokratları, gerekse YBD temsilcileri ve YBD üyesi HS(Y)K mensupları, platform olarak harekete geçtikleri ilk andan itibaren siyasi iktidarla aynı söylem ve eylem birliği içerisinde oldular, amaçlarının, iktidarın ortaya attığı “paralel yapı” ile mücadele olduğunu açıkladılar ve Gülen Hareketi’ni kendileri için de hasım kabul ettiler. Bu kişilerin konuya ilişkin tüm açıklamaları ve faaliyetleri, YBD’nin siyasi iktidar tarafından organize edilip desteklendiğini, YBD’ye bağlı hâkim-savcıların bağımsız hareket etmediklerini, iktidarın yürüttüğü “paralel yapı ile mücadele” kapsamında iktidar ile birlikte çalıştıklarını, bu konuda “devletin/hükümetin yanında” olduklarını, YBD çatısı altında bir araya gelmelerindeki amacın ve birinci önceliklerinin de bu olduğunu kanıtlar niteliktedir.[13] Amaçları “mücadele” olan, toplumun bir kesimine karşı iktidar ile birlikte savaş açan hâkim-savcıların “bağımsız ve tarafsız” hareket ettiklerinden, bundan da öte hâkim-savcı niteliklerine haiz olduklarından söz edilemez.

Yargı teşkilatına egemen olan YBD üyesi yargı mensuplarının, yürütme ile söylem ve eylem birliği içerisinde hareket etmelerinin bir sonucu olarak, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü ilkeleri ciddi bir şekilde zarar gördü, Türk Yargısı günden güne itibar kaybına uğradı. Türk Yargısı, amaçları toplumun bir kesimi ile mücadele olan ve yürütmenin güdümünde hareket eden YBD’nin tahakkümü altına alındı.

Örgütlenme hakkı Anayasal bir haktır ve bu anlamda hiçbir örgütlenme kınanamaz. Ancak bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı mensuplarınca oluşturulan bu tablonun yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı bakımından açıklanabilir hiçbir yönü bulunmamaktadır.

[1] http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25887710.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26203995.asp

[2] http://www.sabah.com.tr/gundem/2015/04/28/bedelini-odeyecekler

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28850256.asp

[3] http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26047983.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26397831.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28862429.asp

[4] http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28862429.asp

[5] Soykırım Gözlem Örgütü (Genocide Watch) Başkanı Gregory Stanton’ın 1996 tarihli “Soykırımın 8 Aşaması” isimli raporunda soykırımların 8 aşamada gerçekleştiği ifade edilmiştir.  Bu 8 aşama şu şekilde sıralanmıştır: Sınıflandırma, Simgeleme, Dehümanizasyon, Örgütlenme, Kutuplaşma, Hazırlık, İmha ve İnkâr. https://web.archive.org/web/20070611171335/http://www.genocidewatch.org/8stages.htm

[6] http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26203995.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26224388.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26397831.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27778539.asp

[7] http://www.cnnturk.com/turkiye/hâkim-ve-savcilar-iftarda-bulustu-devletin-yanindayiz

[8] https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/akp-demokrasisi-kazanirsak-mesru-kaybedersek-gayrimesru-123637    https://www.diken.com.tr/akpde-hsyk-mizikciligi-basladi-sonuclari-begenmezsek-gayrimesru-sayar/

https://www.diken.com.tr/yasama-yargi-yurutme-hepsinin-ustunde-milli-irade/

[9] Örneğin, İstanbul Başsavcılığı, YBP’nin 31.08.2014’te Ankara’da yapacağı aday tanıtım toplantısı için İstanbul’dan otobüs kaldırmıştır. https://www.diken.com.tr/istanbul-bassavciligi-hsyk-secimlerinde-tarafini-secti-hukumetin-destekledigi-ybp-icin-arac-tuttu/

[10] Regnard, Christophe (Kasım, 2016), “Türkiye: Hukuk Devletinin Sonu”, Cilt V, Sayı 11, s.16–22, Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi (Research Turkey), Londra: Research Turkey (http://researchturkey.org/?p=13021&lang=tr )

[11] https://yargidabirlik.org.tr/ybd-hakkinda/misyon-ve-vizyon

[12] Örneğin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Yargıda Birlik’i biz kamuoyunun yakından tanıdığı birçok hâkim ve savcıyla birlikte kurduk. FETÖ’yü yargıdan temizledik.” diyerek,  YBP’nin iktidar tarafından kurulduğunu ve Gülen Hareketi’ne karşı faaliyet yürüttüklerini açıkça itiraf etmiştir. https://odatv.com/amp/aleviler-alinmiyordu-09101920.html?__twitter_impression=true

Yine, YBP Sözcüsü ve kurucu üyesi Abbas Özden verdiği röportajda “Bu yapıyla da mücadele edilmesi gerektiğine inandık. Buna karşı birlikte hareket edebilmek çok önemli.” diyerek YBP’nin “Gülen Hareketi’yle mücadele etmek” için oluşturulmuş bir birlik olduğunu ifade etmiştir. YBD’li yetkililerin ve YBD üyesi hakim-savcıların benzer nitelikte çok sayıda açıklamaları mevcuttur. https://t24.com.tr/haber/yargida-birlik-cemaat-yar-savi-ele-gecirdi-bizim-listemizde-solcu-alevi-milliyetci-ve-dindarlar-var,270124

[13] Çok sayıda örnekten bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/yargida-cemaate-karsi-yeni-ittifak-64117

https://m.star.com.tr/guncel/paralel-isyani-yargida-birlik-platformu-getirdi-haber-873991/

https://www.yenisafak.com/gundem/hsykda-paralel-rahatsizligi-641658

https://www.milliyet.com.tr/gundem/hsyk-seciminde-gozler-cemaatte-1915720

http://www.cnnturk.com/turkiye/hâkim-ve-savcilar-iftarda-bulustu-devletin-yanindayiz

YBD kurucu üyesi ve dönemin Ankara C.Başsavcısı Harun Kodalak ve Dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem’in YBP’nin nasıl kurulduğuna ilişkin beyanları için bkz: Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 2019/11 E, 2021/5 K. Sayılı kararı.

 

Bu Yazılarıda Okuyabilirisiniz

NAİF YARGI(Ç)

NAİF YARGI(Ç)

Önceki dönemde egemen iktidar tarafından “sakıncalı” görülen kişiler fikir ya da düşünceleri nedeniyle soruşturulmuşlar; haklarında iddianameler düzenlenerek yargılanmaları ve hatta mahkûm…
KAĞITTAN KAPLAN YARGIMIZ

KAĞITTAN KAPLAN YARGIMIZ

Sivas Sulh Ceza Hâkimliği’nin tutukluluk  halimin devamına dair kararı ile HSYK tarafından verilen benim de ismimin yer aldığı 2847 hâkim ve…
Bu Da Mı Gol Değil Hakim Bey!

Bu Da Mı Gol Değil Hakim Bey!

Hukukçu olmasa da Türkiye’de, kahvede oturan kalabalığın bile batak oynarken bildiği temel hukuk bilgileri ne yazık ki vardır. İronik bu durum…
HUKUKÎ HATA KİMİN YANLIŞI?

HUKUKÎ HATA KİMİN YANLIŞI?

Hukuk alanında tezahür eden hatalar, kendiliğinden meydana gelmezler; yetkili ve görevli kişiler tarafından ortaya konulan işlem ve/ya kararlar ile tezahür ederler.…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir