YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ arşivleri - Hukuk Penceresi https://hukukpenceresi.com/category/yargida-birlik-dernegi-2/ Zulüm karanlığına ışık saçan pencere Sun, 29 Jan 2023 00:23:08 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://hukukpenceresi.com/wp-content/uploads/2022/06/indir-150x150.jpeg YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ arşivleri - Hukuk Penceresi https://hukukpenceresi.com/category/yargida-birlik-dernegi-2/ 32 32 Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (1.Bölüm) https://hukukpenceresi.com/akrebin-kiskacindaki-yargi-8-ybpnin-genisletilmis-ilk-toplantisi/ https://hukukpenceresi.com/akrebin-kiskacindaki-yargi-8-ybpnin-genisletilmis-ilk-toplantisi/#respond Sun, 29 Jan 2023 00:20:25 +0000 https://hukukpenceresi.com/?p=9044 Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (1. Bölüm)   Hükümetle söylem ve eylem birliği içerisinde hareket eden Yargıda Birlik Platformu, Ekim 2014 HSYK seçim sürecinde kamu kurumlarının tüm olanak ve kolaylıklarından faydalandı. Kamu kaynaklarını fütursuzca kullanmak onlar nezdinde seçim yarışını elbet zedelemeyecekti. Yurttaşların yarısının politik desteğini alan ve uzun yıllardır tek başına ülkeyi […]

Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (1.Bölüm) yazısı ilk önce Hukuk Penceresi üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı”

(1. Bölüm)
 
Hükümetle söylem ve eylem birliği içerisinde hareket eden Yargıda Birlik Platformu, Ekim 2014 HSYK seçim sürecinde kamu kurumlarının tüm olanak ve kolaylıklarından faydalandı. Kamu kaynaklarını fütursuzca kullanmak onlar nezdinde seçim yarışını elbet zedelemeyecekti. Yurttaşların yarısının politik desteğini alan ve uzun yıllardır tek başına ülkeyi yöneten güçlü bir siyasi liderin kanatları altında pervasız, şımarık ve özgüveni yüksek bir şekilde süreci yönettiler.
 
Yürütme erki ile kurulan bu yasak ilişkinin ‘yargı bağımsızlığı-tarafsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü ilkelerine ciddi bir biçimde zarar vereceği’ hususu umurlarında bile değildi. Şahsi çıkarlarına hizmet eden güdümlü bir yargıyı, nemalanamayacakları bağımsız yargıya tercih etmekte en ufak bir sakınca görmüyorlardı. Hayal ettikleri makamlara erişmek yolunda engel gördükleri -hükümetin paralelci olmakla suçladığı- topluluğun nitelikli ve başarılı olmasının da bir önemi yoktu. Malum topluluğun kamudan tasfiyesi adına, hükümet güdümünde hareket etme görüntüsünün, yargıya itibar kaybettireceğini düşünecek akıl eşiğini çoktan aşmışlardı. Çünkü ihtiras ve nefretleri, meslekî ve etik değerlerinden daha büyüktü.
 
Sağduyusunu tamamen kaybetmiş ve meydanlarda intikam yemini eden bir siyasi liderin manevi himayesi altında Ankara Hakimevi’nde bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıya Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başmüfettişi Mehmet Yorulmaz, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahaddin Menteşe ve HSYK Genel Sekreteri Başar Bilgin katıldılar.

Heyet, Yargıda Birlik Platformu’nun genişletilmiş ilk toplantısını cuma günü Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait Dinlenme Tesisi‘nde gerçekleştirmek üzere anlaştı. Bu toplantıyı organize etme ve duyurma görevini, -hukuk dışındaki- sosyal konularda oldukça yetenekli olan Selahaddin Menteşe memnuniyetle üstlendi. Ve heyete “Toplantılarımızda meslektaşlarımızın ulaşımı dahil her şey ücretsiz olacak. Bildiğiniz gibi kamu görevlileri, kendilerine malî yük getirmeyen etkinliklerden gayet memnundurlar.  Malûmunuz üzere ‘insan ihsânın kölesidir’. Katılımcılara birbirinden muhteşem yemek ikramlarından sonra duymaktan hoşlanacakları müjdeleri de verdik mi, inanın işlenmeye hazır pamuk gibi olurlar. Müsaade ederseniz üstlenmekten onur duyduğum bu görev için zaman kaybetmeden Belediye Başkanı Melih Kökçe ile temasa geçeceğim.” dedi.

Başar Bilgin de bunun üzerine, “Sayın müsteşarım, sizden -toplantıya katılacağını tahmin ettiğim- bağımsız adayların destekçilerinin kuvve-i mâneviyelerini kıracak ihtişamda bir organizasyon bekliyoruz inşallah” dedi. Menteşe de tebessüm ederek “Müsterih olun genel sekreterim” diye karşılık verdi.

Saatine baktıktan sonra vaktin hayli geç olduğunu düşünen Mehmet Yorulmaz, “Arkadaşlar unutmadan söylemeliyim, davamıza gönül veren tüm meslektaşların en az iki kişiyi de toplantıya getirmeleri gerektiğini muhakkak iletelim. Bu aşamadaki en önemli konuyu da karara bağladığımıza göre görüşmemizi bitirebiliriz. Cuma akşamı toplantıda tekrar buluşmak üzere hoşça kalın” demesini müteakip heyet hakimevinden ayrıldı.
 
Hâkim Metin Koyuncu, çarşamba günü işyerinde e-posta kutusunu kontrol ettiğinde, YBP tarafından tertip edilen genişletilmiş ilk toplantıya kendisinin de davet edildiğini öğrendi. Platform ileri gelenlerinin kendisini yakinen tanıdıkları ve siyasi vesayet karşısındaki tavizsiz tutumunu bildikleri halde, davet edilmesine çok şaşırdı. Bu davet hususunu istişare etmek için cep telefonundan savcı Sait beyi aradı. Telefonu hemen açan Sait bey “Merhaba Metin bey, buyur kardeşim” diyerek karşılık verdi. Metin bey mezkur daveti haber verip fikrini sorması üzerine Sait bey “Madem teveccüh gösterdiler biz de davetlerine icabet edelim. Toplantıya katılmak zorunluluğunu hisseden diğer arkadaşları da böylece yalnız bırakmamış oluruz” dedi. Metin de “Ben de önerinize katılıyorum. Adayımızın katılması ise zaten uygun olmaz diye düşünüyorum” dedi. Sait bey “Tabii ki, olası bir provokasyon nedeniyle bağımsız adayımız kesinlikle bu toplantıya katılmamalı. Sen, ben ve hâkim Bilal beyle birlikte üçümüz katılabiliriz.” demesi üzerine Metin, “Toplantı için lojmanlar önünden belediyenin tahsis ettiği servis araçları kalkacakmış” dedi. Said bey beş-on saniye düşündükten sonra “Bu etik olmaz, en doğrusu kendi arabamızla veya toplu taşıma araçlarıyla gidelim. Ne dersin?” diye sordu. Beklediği cevabı alan Metin, “Haklısınız, öyle yapmak daha uygun olur.” dedi. Said bey “O zaman Bilal beye de durumu anlat, gelmeyi arzu ederse üçümüz orada buluşuruz. Rakiplerimizin motivasyon ve yöntemlerini de yerinde teşhis etme imkânı elde etmiş oluruz” diyerek konuyu bağladı. Metin de “Tamam, orada görüşürüz inşaallah” diyerek telefon görüşmesini sonlandırdı.
 
Ve nihayet beklenen Cuma günü geldi. Toplantı salonunun dışında konukları karşılamak için savcı Ö. Faruk Aydın ve hâkime Berrin Aksak bekliyorlardı. Gelen misafirleri küçük bir hoşâmediden sonra adlarını ellerindeki listeye işaretleyip salona yönlendiriyorlardı. Ayrı ayrı gelen Sait ve Bilal beyler soğuk bir karşılama seremonisinden sonra ciddi bir sorun yaşamadan salona girdiler. Ancak biraz sonra Metin beyin de kendilerine yaklaştığını gören Ö. Faruk’un aniden yüzü kızardı ve gözleri kanlandı, tokalaşmak için elini uzatmadı ve yumruklarını sıkıp sesini yükselterek “Ne yüzle buraya geldin Metin! Senin gibi paralelciliği bilinen birinin cesaret edip buraya gelebileceğini beklemiyordum. Haberin olsun! Başsavcılık görevinden alınmama sebep olan soruşturmadaki tanık ifadeni okudum. Söylesene! Hiç mi utanmadın yalan beyanda bulunmaya?” dedi. Yanındaki Berrin hanım da duruma şaşırdı ve birkaç kez “Ö. Faruk bey lütfen bağırmayalım” diyerek onu sakinleştirmeye çalıştı. Her ahvalde soğukkanlılığını korumasını bilen Metin bey “Hoop, yavaş ol savcı bey! Bana saygın yok anladım da, seni buraya koyanlara da mı yok? Bak burası tartışma için uygun değil. Pazartesi gelirsin odama hem kahvemi içer hem de orada dişe diş tartışırız.  Ama şunu bil ki, ben kendi menfaatim için bile doğruluktan ayrılmamış birisi olarak senin soruşturmanda niçin yalan söyleyeyim? Her daim bildiğimi söyler, bilmediğime susarım. Anlatabildim mi?” diyerek, sert adımlarla salona yürüdü. Hırsını alamayan Ö. Faruk onun arkasından “İçerde senin gibilerin ne olduğunu bilen 1000 kişi var. Yerinde olsam içeri girmekten vaz geçip geri dönerdim.” diye seslendi.

Metin bey kuru gürültüye pabuç bırakacak adam değildi. Bu laflara kulak asmadan içeri girdi ve Sait beyin masasına oturdu. Bilal bey “Hayırdır, yüzünden düşen bin parça, bir şey mi oldu?” diye sordu. Metin de her ikisine dışarıda yaşadığı terbiyesizliği kısaca anlatmaya çalıştığı sırada garsonlar servise başladı. Mevzuyu hemen kapattılar.
 
Misafirler yemeklerini yerken Sait bey göz ucuyla diğer masalardaki katılımcıları izliyor ve onların ruh hallerini kavramaya çalışıyordu. Katılımcıların yaklaşık üçte ikisi çok neşeli iken üçte biri gayet ciddi idi. Ciddiliğini bozmayan bu kişilerin yüzlerinde belirgin bir memnuniyetsizlik okunuyordu. ‘Acaba gelmekle iyi yapmadık mı?’ der gibi bir halleri vardı.
 

Akrebin Kıskacındaki Yargı (8): “YBP’nin Genişletilmiş İlk Toplantısı” (1.Bölüm) yazısı ilk önce Hukuk Penceresi üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://hukukpenceresi.com/akrebin-kiskacindaki-yargi-8-ybpnin-genisletilmis-ilk-toplantisi/feed/ 0
KARARLARIYLA KONUŞAN BİR HAKİM! https://hukukpenceresi.com/kararlariyla-konusan-bir-hakim/ https://hukukpenceresi.com/kararlariyla-konusan-bir-hakim/#respond Fri, 03 Jun 2022 10:02:36 +0000 https://hukukpenceresi.com/kararlariyla-konusan-bir-hakim/ Bu yazıyı yazmaya niyet ettiğimde içeriğini “Hakim Kararıyla Konuşur” üzerine oluşturmak istedim, sonra aradan zaman geçince unuttum ta ki, bu yazının esas kişisi basına açıklama yaparken, “Hakim Kararıyla Konuşur” deyince yeniden hatırlamamı sağladı. Sadece bununla sınırlı olmak üzere kendisine şükran duymalıyım sanıyorum! Hakikaten de mesleğe yeni girdiğimiz dönemlerde sıklıkla duyduğumuz bir cümleydi, hakimin kararıyla konuşacağı […]

KARARLARIYLA KONUŞAN BİR HAKİM! yazısı ilk önce Hukuk Penceresi üzerinde ortaya çıktı.

]]>

Bu yazıyı yazmaya niyet ettiğimde içeriğini “Hakim Kararıyla Konuşur” üzerine oluşturmak istedim, sonra aradan zaman geçince unuttum ta ki, bu yazının esas kişisi basına açıklama yaparken, “Hakim Kararıyla Konuşur” deyince yeniden hatırlamamı sağladı. Sadece bununla sınırlı olmak üzere kendisine şükran duymalıyım sanıyorum!

Hakikaten de mesleğe yeni girdiğimiz dönemlerde sıklıkla duyduğumuz bir cümleydi, hakimin kararıyla konuşacağı cümlesi. Bunun dışında davrananlar var mıydı, elbette vardı ancak onlar da bize göre kerli ferli sayılanlar arasındaydılar.

Bu gece yarısı bir Resmi Gazete klasiği oldu, Bekir Bozdağ’ın atanmasından sonra beklediğim bir atama gerçekleşmiş oldu. Bu atamayla Adalet Bakan Yardımcısı Uğurhan Kuş bu görevden alınarak (Uğurhan Kuş, Danıştay üyesi olarak seçildi) yerine Akın Gürlek Bakan yardımcısı oldu. Böyle bir atamayı bekliyor muydunuz derseniz evet bekliyordum ancak bu ismi beklemiyordum, bir şahinin yerine daha şahin birinin atanmasını beklemiyordum.  İşte bu sürpriz oldu!

Bekir Bozdağ’ın Adalet Bakanı olarak atanması esasen seçim sürecine giderken bakanlığın daha şahin olacağı mesajıydı. Nitekim, 2016 sonrasında atanan ve bugüne kadar süren hukuksuz uygulamaların mimarlarından Adbulhamit Gül, görevden alındığında bir kısım sosyal demokrat (siz buna ulusalcı çevre de diyebilirsiniz) çevreden onun görevden alınmasına dair gözyaşı dökenler oldu. Nitekim görevden alınmasından sonra İsmail Saymaz yazdığı yazıda, “ Gül’ün uzun süredir rahatsızlıkları vardı. İstanbul seçiminin tekrarlanmasını istemiyordu.” Demekteydi. Dolayısıyla pek çok hukuksuzluğu imza atmış Abdulhamit Gül konu İstanbul seçimleri olunca büyük olasılıkla siyasi nedenlerle zira vicdani olmasını bekleyemeyiz, seçimlerin yenilenmemesi gerektiğini ifade etmiş. Bu tavrı da yukarıda sözünü ettiğimi çevreler tarafından çok makbul bulunmuş olmalı ki Kemal Kılıçdaroğlu. “Abdulhamit Gül, diğer bakanlardan daha sağduyulu bir profil.” Demişti.

Bu aşamada yazının başına tekrar dönelim. Uğurhan Kuş, Adalet Bakanlığının şahin kanadından bir yargı mensubuydu, onun yerine kararlarıyla konuşan ve konuşturduğu kararlarıyla ondan daha şahin olacağı konusunda kuşku bulunmayan Akın Gürlek atandı. Bu atama elbette Bakan Bekir Bozdağ’ın arzusu ise de ondan daha ziyade, kararlarıyla konuşan bu yargıca ihtiyaç duyan daha üst bir akıl vardı kuşkusuz. O akıl sahibinin kim olduğunu milletin kafası duvarlara sürtüle sürtüle öğrendiği için yeniden yazmaya gerek duymuyorum.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı 2023 seçimlerine giderken göreve getiren irade aynı şekilde Akın Gürlek’i de onun yardımcısı yaptı. Demirtaş, Kaftancıoğlu, Fincancı, ÇHD, Sözcü, Dündar ve daha ismini bilemediğimiz onlarca masum insana “Karararlarının Konuşturarak” ceza yağdıran bu yargıcın atanmasını sadece konuşturduğu kararlarının ödülü olarak değerlendiremeyiz, onun atanması aynı zamanda Bozdağ’ın atanması gerekçeleriyle aynı.

Bilindiği üzere 17 Nisan 2017 tarihinde bugün ki tek adama sisteminin inşasının oylaması yapıldı. Yine hepimizin bildiği gibi oylamanın sonucunu değiştirecek sayıda oy pusulasındaki yasal eksikliğe rağmen YSK bu pusulaların geçerli olduğunu kabul ederek bugün ki sistemin inşasına yol vermiş oldu. YSK’nın bu büyük icraatına İstanbul seçimlerindeki iptali de eşlik etti. Böylece çok açık bir biçimde Türkiye’de çok uzun yıllardır seçimlerin adil bir şekilde yapılmasını sağlayan kurulun gölgesi ağır bir şekilde düşmüş oldu. Bu işaret fişekleriyle bundan sonraki seçimlerin kuşkulu olacağının mesajı da verilmiş oldu.

İşte tam da 2023 seçimlerine gidilirken Bekir Bozdağ Adalet Bakanı olurken, Akın Gürlek’de Adalet Bakan Yardımcısı oldu. Tabirimi mazur görün belki de bir kısım okuyucu için abartılı bulunabilir ancak gerçek bu, “Cehennemin Kapıları Açıldı”. Bir yandan Yargıda Birlik Derneği ‘nin bir müddettir geriye itilmesinden rahatsızlık duyan çevrelerin Bekir Bozdağ eliyle gönlünü kazanarak YSK’daki üyelerinin gönülleri edilmeye çalışılırken öte yandan yargının diğer alanlarında baskı artırılmaya çalışılıyor. Seçimin sonucunun şimdiden ne olacağını söyleyebilmemiz mümkün değil ancak seçim sürecinde yaşanabilecekleri söyleyebilmemiz mümkün. Öncelikle şunu ifade edeyim, 2017 seçimlerindekine benzer bir şekilde, seçim kazanılırsa sorun olmayacak ancak kaybedilirse sorun olarak kabul edilerek YSK’ya yapılacak itirazla seçimin iptalini sağlayacak bir yöntem arayışında olduklarını düşünmemek için hiçbir neden yok. Sakın kimse böyle bir şey olamaz, YSK iptal edemez demesin, İstanbul seçimlerinde bilindiği üzere aynı sandıktaki oylardan sadece büyükşehir belediye başkanlığı için kullanılan pusulalar geçersiz sayıldı. Bir başka ifadeyle sulu yemek içerisindeki tuz çıkartıldı. Buradan hareketle benzer bir kararın alınması önünde hiçbir engel görünmüyor. Elbette şimdi, muhalefet buna karşı direnebilir denecek, haklılar işte onun için de bakan yardımcısı atandı. Çok sert bir şeklide yargı araçsallaştırılarak üzerlerine gidecekler, böylece seçimlerin sonucunun mutlaka “kasa” lehine olması sağlanmaya çalışılacak. Bir kez daha “Hakim Kararıyla Konuşmuş” olacak.

Önceki bakan yardımcısı da bunu yapamaz mıydı denebilir, evet yapabilirdi ancak kararlarıyla bu kadar güzel konuşan birisini bulmaları kanımca çok mümkün olmadığından tercih kararıyla en güzel konuşanı seçmekten yana oldu. İkinci olarak da, kendisine makam verilmek suretiyle gönlü de edilmiş oldu.

Dün yargıçlar gerçekten de kararlarıyla konuşuyorlardı. Bugün ise kararlarımızla konuşuyoruz diyenler aslında geleceğe tarihi bir utanç vesikası bırakıyorlar, kuşkusuz bütün kararlar günü geldiğinde tıpkı bugün Osmanlı şer’iyye sicillerinin okunduğu gibi hukukçular ve tarihçiler tarafından okunacak. Bu kararlar o zaman kendilerini okuyan araştırmacılara gözyaşlarıyla dertlerini anlatırken, keşke konuşmak zorunda kalmasaydık diyecekler.

KARARLARIYLA KONUŞAN BİR HAKİM! yazısı ilk önce Hukuk Penceresi üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://hukukpenceresi.com/kararlariyla-konusan-bir-hakim/feed/ 0